logo

Özelleştirme İdaresi: Özelleştirme, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce, Danıştay kararı da, kamulama işlemleri bittikten, geriye dönmeyecek zamandan sonra yapılmıştır. Diyor. Özelleştirme İdaresinin Orüs İle İlgili Açıklaması 11 Temmuz 1999 Pazar

Özelleştirme İdaresi: Özelleştirme, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce, Danıştay kararı da, kamulama işlemleri  bittikten, geriye dönmeyecek zamandan sonra yapılmıştır. Diyor. Özelleştirme İdaresinin Orüs İle İlgili Açıklaması 11 Temmuz 1999 Pazar

Özelleştirme İdaresinin öteden beri kavgası süren ORÜS İşletmesi ile ilgili görüşmelerini içeren yanıtını aldık.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın yanıtının özeti şudur:
1-ORÜS Vezirköprü İşletmesi 19.01.1996 tarihinde, 364 Milyara satılmıştır.
2-Ankara 3.İdare Mahkemesi, açılan davayı reddetmiş, Samsun İdare Mahkemesi’ne daha sonra açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.
Ancak karar 22.10.1997’de satış işlemlerinin tamamlanmasından çok sonra tebliği edilmiş, devralan şirket üretim, yatırım itibariyle geri dönülemeyecek hale gelmiştir.
3-Bu arada Vezirköprü’de ikamet eden 84 kişi yatırım işlemlerine dair, mahkeme kararını uygulamadığı gerekçesiyle Özelleştirme idaresi hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunmuş; kararın tebliğinden çok önce bitirilen satış işlemlerinin, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen mevzuattan çok önce yapılmış olması dolayısıyla fiili imkansızlık karşısında ileriye ve geriye dönme işlemi yapılamayacağından “Görevi Suistimal suçunun olmadığı” gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmiştir. Özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Bayar’ın tebliğ yazısı aynen şöyle: Açıklama
05.02.1996 tarihli sözleşme çerçevesinde sattığımız ORÜS Vezirköprü İşletmesi’nin satışına ilişkin işlemin mahkeme tarafından iptal edildiği yolunda bazı duyumlar alındığından bahisle, böyle bir mahkeme kararının olup olmadığı ve varsa uygulanıp uygulanamayacağı hususunda tarafımıza bilgi verilmesi istenmektedir.

Bilindiği üzere, ORÜS Vezirköprü İşletmesi, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 19.01.1996 tarih ve 96/4 kararına istinaden 05.02.1996 tarihinde imzalanan sözleşme çerçevesinde 364.000.000.000 TL, bedelle satılmıştır.
Bahse konu Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemi ile Ahmet Koç ve arkadaşları tarafından Samsun İdare Mahkemesi, Ali İhsan Genç ve arkadaşları tarafından da Ankara 3.İdare Mahkemesi’nde iki dava açılmıştır.
Ankara 3.İdare Mahkemesi’nde açılan dava 18.03.1999 tarihli mahkeme kararı ile reddedilmiş, Samsun İdare Mahkemesinde açılan davada ise Danıştay tarafından 01.10.1997 tarihinde satış işleminin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Ancak, nihayet devir sözleşmelerinin imzalanıp devir teslim işlemlerinin tamamlanmasından çok sonra, 22.10.1997 tarihinde idaremize tebliğ edilen bu karara ilişkin olarak özelleştirme işleminin bütün sonuçlarıyla birlikte tamamlanmış olması, işletmeyi devralan şirketimiz tarafından üretim, yatırım, istihdam ve bunlara bağlı her türlü ticari, fiili tasarruflarda bulunulması ve böylece tarihi ile yürütmenin durdurulması kararının idaremizde tebliğ edildiği tarih arasında, önceki duruma göre fiilen geri dönülemeyecek bir yapının ortaya çıkması nedeniyle oluşan fiili imkansızlık karşısında bir işlem tesis etmek mümkün olmamıştır.
Bu arada Vezirköprü’de ikamet eden 84 kişi tarafından, Vezirköprü İşletmesinin satışına ilişkin işlemlerin yürütülmesinin durdurulmasına dair kararın uygulanmaması nedeniyle idaremiz görevlilerinin görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla 27.11.1997 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, ancak savcılık 17.02.1998 tarihinde, 4046 sayılı kanunun 18.maddesinin (b) ve (c) bentlerinin Anayasa Mahkemesince iptalinden önceki dönemde yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen özelleştirme uygulamaları için verilen iptal ve yürütmenin durdurulması kararlarına ilişkin olarak, bu kararların idareye tebliğ edildiği tarih ile işletmelerin alıcı firmalara devredildiği tarih arasında, önceki duruma göre fiilen geri dönülemeyecek bir yapının ortaya çıkması nedeniyle oluşan fiili imkansızlık karşısında bu kuruluşları devralmış 3.şahıs durumundaki gerçek ve tüzel kişilere karşı geriye veya ileriye yönelik işlem tesisine imkan bulunmadığı ve bu suretle oluşan fiili duruma göre “görevi suistimal suçunun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle takipsizlik kararı alınmıştır.

Share
329 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

6+5 = ?