logo

Türk Eğitim-Sen Samsun 2 Nolu Şube Başkanı Bünyamin Kamçi: Uzaktan Bir Dönemin Ardından

Türk Eğitim-Sen Samsun 2 Nolu Şube Başkanı Bünyamin Kamçi: Uzaktan Bir Dönemin Ardından

Türk Eğitim-Sen Samsun 2 Nolu Şube Başkanı Bünyamin Kamçi ilk dönemi değerlendirdi.

Zorlu bir öğretim dönemi daha geride bıraktık. Millet olarak ta maruz kaldığımız salgın sebebiyle birçok alanda kısıtlamalar yaşadık. Eğitim camiası olarak okullarından, öğrencilerinden fiilen uzakta kaldılar. Bir dönem daha uzaktan eğitim kararı ile yine eğitim için evlere kapandılar, ekran başına oturdular.
Zorlu bir süreç başladı sabah 08.30’dan akşam 18.30’a, bazen de 20.30’a kadar. En zor eğitim şekli olan “Uzaktan Eğitim” için kolları sıvadı eğitimci arkadaşlarımız. Evlerinde internet, tablet, bilgisayar ve akıllı telefon olmayan öğrencileri için dertlenerek bu konuda kaynaklar aramaya koyuldu. Kaynak buldu, kimileri çıktı, “Niye buldun?”, “Nereden buldun?”diye eleştirildiler.
Zaman zaman da “Örtmenim böğün canlı ders var mı? Ve “Örtmenim zom zoma da girdim, Ebaya’ya da girdim.”cümleleri ile neşe buldular.
Her gün bakanlık birimlerinin birinden gelen ve birbirini yok sayan yazılarla canları sıkılsa da, her gün, tüm gün ekran başında derslerini anlatmaya devam ettiler.
Ne kadar ilginç, tabletten telefondan çizgi film açmadan çocuklarına yemek yediremeyenler öğretmen eleştirme yarışına girenlere ve “yatıyorlar” diyenlere karşı kulaklarını tıkadılar ve işlerini yaptılar.
Çünkü onlar, “Kimse merak etmesin, çocuklarımızın eğitim süreciyle ilgili kaygı düzeyi en yüksek olan öğretmenlerdir.”diye düşünüyorlardı.
Evet derse katılan öğrenci sayısı düşüktü, evde teknolojik aletler yoktu, kimi evlerde, köylerde internet yoktu, olan yerlerde de alt yapı yetersizdi. Bunun faturasını bile öğretmene kesmeye kalkanlar da oldu. Ahkâm kesmek kolaydı lakin uzaktan ders vermek zordu, kolayı seçenler çok konuştular, fakat öğretmenler onların çocuklarına da ders verdiler.
Fakat zaman içerisinde katılımlar daha da arttı. Akşamdan ders notlarını hazırladılar, sabah erkenden kalktılar ekran başına geçtiler ve tüm gün ders anlattılar. Birçok arkadaşım evlerinin bir odasını sınıf haline getirdi. Kendisi ders verdi, diğer bir odada çocuğu-çocukları ekran başında ders aldı.
Karı koca öğretmen olan arkadaşlarımızın durumu daha da vahimdi, hele de okul çağında çocuklar var ise.Okul çağı dışında çocuk ta ev içerisinde ayrı problemdi onlar için.
Bazı kimseler (!) öğrenme kayıplarını, uzaktan erişememe sorunlarını, ölçme ve değerlendirme yapılamaması gibi olumsuzlukları dile getirirken, zorunlu olarak yüz yüze eğitime ara verilen bu süreci, “Öğretmenler rahata alıştı” gibi saçmalayanlara, bir yerlerin artıklarına karşı da kulak asmadan işlerini yaptılar.
Hatta bir kısmı da ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak için “Vefa Destek Grupları” ve “ Filyasyon Ekipleri” bünyesinde görev aldılar.
Hiç ihtiyaçları olmamasına rağmen, uzaktan eğitim sürecinde derslerini daha rahat verebilmek için hiçbir maddi destek almadan teknolojik ciddi paralar harcayarak donanımlarını artırdılar.
Kesintiye uğrayan eğitim sürecimiz ve öğrencilerimizin öğrenme kayıpları ile dertlenmek takdir edilecek bir tutumdur. Bu sürecin taşıyıcı kolonları öğretmenlerdir. Hiç bir eğitimci okulundan, öğrencilerinden ayrı kalması düşünülemez. 974 bin öğretmen yüz yüze eğitime geçeceğimiz günleri bekliyor.
Bu zorlu süreç döneminde yapılan çalışmalara katkı sağlayan meslektaşlarımıza, ilçe milli eğitim müdürlüklerine, yapılacak çalışmaları zorlaştırmayarak kolaylaştıran okullarımızdaki müdür ve müdür yardımcısı arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.
Meslektaşlarımıza ve öğrencilerimize sağlıklı bir tatil diliyorum. Kimse merak etmesin, çocuklarımızın eğitim süreciyle ilgili kaygı düzeyi en yüksek olanlar, öğretmenlerdir.

Share
328 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

5+5 = ?