logo

ÇAĞA UYABİLİYOR MUYUZ?


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

İçinde bulunduğumuz zaman dilimi her bakımdan gelişmiş, her türlü varlığın zirveye ulaştığı bir çağdır.
Dünyamız bu çağda insan yaşamı başta olmak üzere tüm canlıların, doğanın bozulmadan bu canlıların yaşamına mutluluk katması mücadelesi vermektedir.
Peki, Türkiye, dünyada bu yaşama ulaşabilmekte midir?
Ülkelerdeki gelişmeleri dünya “endeks”leme, denen bir çeşit “not”lama ile ölçüm getirerek değerlendirmektedir.
Mesela bir kısım konuları sıralayarak gelişmişliğimize bakmaya çalışalım;
-Eğitim: Almanya’da bir ders kitabı okullarca öğrencilere kiralama sistemi ile dağıtılarak en az 10 yıl değişmeden hizmet verebilmektedir.
Türkiye’de ise eğitim sistemi her yıl değiştiğinden kitaplar da her yıl değişmekte, her yıl tonlarca kitap çöpe atılmaktadır.
-Sağlıkta: Kurallar, SGK sistemleri sürekli değişim gösterdiğinden zaman zaman ilaç sıkıntıları baş göstermektedir.
-Trafik: Trafik kuralları dünya standartlarına getirilerek dünyaya entegre hale gelememekteyiz.
-Şehirlerimiz: Şehirlerimiz kaldırımların dükkan gibi kullanıldığından yayaların, yaşlıların, çocukların sokaklarda, caddelerde rahat yürüyebileceği bir duruma getirilmemektedir.
-Şehirlerin sokaklarında köpek, kedi ölüleri, cami avlularında dilenen çıplak çocuklar ve kadınların dilenmeleri çağdaş dünyaya uyum sağlamadığımızı göstermektedir.
-Merkezi hükümetin kendinden olmayan yerde yönetimlere baskı uygulaması çağ dışılığımızı göstermektedir.
-Yöneticilerimizin akşam başka sabah tam tersi başka bir şey söylemesi, kindarlığımızı, ilkelliğimizi göstermektedir.
-Çağ dışı dünyada olduğu gibi, yöneticilerimizin mal varlığı dedikodularının araştırılması, çağdaş dünyaca horlanmamıza neden olmaktadır.
-Yönetimimizin, bazı ülkelerde eli kanlı diktatörlerle iş birliği yaparken, bazı ülkelerin diktatörleri ile mücadele ediyormuş görüntüsü dünyada çelişkili bir devlet olduğumuz kanısı uyandırmaktadır.
-Bazı devletlerin içişlerine müdahale ederek başkalarının da bizim içişlerimize karışmasına zemin hazırlamaktayız.
-Cumhuriyet döneminin yaptığı fabrikaları satıp, ülkede işsizliğin artmasına ve yoksulluğun yeniden yaşanmasına sebep olurken, hiç bir işe yaramayacak millet bahçeleri ve saraylar yapmayı ön plana almaktayız.
Millete iş, aş bulunursa dinlenecek bahçenin çok olduğunu düşünmekteyiz.
-Kanal İstanbul gibi ülkemizde değişik sıkıntılara neden olacak, başka ülkelerin çıkarına hizmet edecek gerçekten çılgın projelerin peşinde koşmak (inatlaşmak) neyin inadıdır?

Halbuki, Samsun’dan Ceyhan’a uzanacak bir “Büyük Türkiye” projesi ülkemize ve insanımıza büyük değer katacaktır.
Böyle bir projenin ülkenin gelişmesine ve halkın yararına olacağı için mi düşünmüyoruz?…
Yöneticilerimizin bir an önce akıl yoluna dönerek Çağdaş Dünya ile entegre olmalarını diliyorum.
Geçen hafta kaybettiğimiz Av. Semiha UYANIK’a rahmet, yakınlarına sevenlerine sabır diliyorum.

Share
259 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

5+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BEKLENTİLER KARŞILANIR MI?

    01 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    Bilindiği gibi her yenilik ve her değişiklikte insanların beklentilerinin hemen hemen tersi olur. Hayalindeki beklentileri gerçekleşemez. Böylece hayaller kırılır, umutlar söner. Vezirköprü belediyecilik hizmetleri 1930'lardan bu tarafa tahlil edersek ilginç sonuçlar çıkar ortaya. Derici Abdullah Efendi o zaman ki çok kısıtlı olanaklar ile ilçeye bir şeyler yapmaya çalışmış, en azından şehrin merkezine bir büyük park yaptırmıştır. 1940'lı yıllarda Mahmut TEKER belediye başkanlığı görevine gelmiş, o günden bugüne kadar en ileri hizmetlerini h...
  • Vezirköprü’nün bekleyen çok işi var.

    01 Mayıs 2024 Köşe Yazıları

    Bu kadar ilerledikten sonra, altyapısı tamamlanıp, yolları açılıp tahsis sürecine geçtikten sonra Karma OSB'nin yerinin değişmesi kolay olmayacaktır. Üstelik işin adında Vezirköprü varsa, olacak işlerin bile olmadığını görmeye alıştığımız sistemde hiç olmayacaktır. Vezirköprü'nün seçimden sonra normalleşme sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Bu normalleşme umudumuz odur ki, sakinleşme ve alışmayla beraber olmasın. Çünkü Vezirköprü'nün bekleyen çok işi var. İlçenin çiçeği burnunda Belediye Başkanı Murat Gül'den beklentileri de bu yüzden daha...
  • Ayıp olmasın!

    27 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Psikolojide birey kavramını çokça kullanıyoruz. Birey olmak hayatımızın kontrolüne sahip olmak ve dünyaya hani potansiyelle geldiysek onu gerçekleştirme uğraşlarımızı içeriyor. Bu kitabi tanım her zaman gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü biz dünyaya bazen ailemiz yalnız kalmasın diye bazen ebeveynlerimizin çocuk sahibi olma yaşı geldiği için de gelebiliyoruz. Her zaman değil ama çoğu zaman kendi isteklerimizden çok topluma uyum sağlamış olmayı tercih ediyoruz. Çünkü uyum sağlamak yaşamı kolaylaştırıyor bizi diğer insanlara yakınlaştırıyor. Diğer ...
  • Çok vaktimiz olmasa da, fırsat vermeliyiz!

    24 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    “23 Nisan, Türkiye için milli tarihin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır.”                                                                                                                         M. Kemal Atatürk.. İlçede siyaset hemen her gün yeni bir gündemle çalkalanırken günlük olayların etkisi uzun sürmüyor. Geçtiğimiz günlerde yaşana fırtına olsun, Tokat merkezli depremin ilçede hissedilmesi olsun, ya da Vezirköprü'de rastlanmayan molotoflu saldırı olsun etkisini kısa sürede kaybetti. İnsanların asıl konuştukları ya da konuşmayı...