logo

NEREYE GİDİYORUZ?.. -Fren mi Patladı-


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Fren yıllar önce patladı.

Mesela;

-Önce “Ergenekon Örgütü” suçlaması ile Türk aydınları tutuklanmaya başladı. Peşinden “Balyoz Harekatı” diye hayali bir suç örgütü uyduruldu, onlarca Atatürkçü tutuklandı.

Bu subaylar yargılama sonucu büyük cezalara çaptırıldı.

-Deniz kuvvetlerinde birçok subay casusluk iddiasıyla tutuklandı.

-Yeni emekli olmuş emekli Genel Kurmay Başkanı “silahlı örgüt kurma” suçundan tutuklandı. Polis başına çökerek arabaya soktu.

Türkiye’de aklı başında insanlar bağırıyordu. “yanlış şeyler yapılıyor. Yapmayın orduyu perişan ederek ülkenin güvenliğini zora sokuyorsunuz, ülkenin Genel Kurmay Başkanı zaten silahlı kuvvetlerin başı, silahlı örgüt kurmak neyine?

Olur mu böyle saçmalık?” diye bağırıyordu ama kimse dinlemiyordu.

-Zamanın başkanı “Benim Büyük Orta Doğu Eş Başkanlığı gibi bir görevim var” diye övünüyor, o ülkeden o ülkeye koşturuyordu…

-Ne oldu ise oldu. Fetullah Gülen ile Akp arasında hükümet içi bazı çatlaklar meydana geldi.

-Tayyip Erdoğan bağırıyordu “Ne oldu size(?), ne istediniz de vermedik?”

-Fetullah dinlemiyordu. Türkiye’de gücü eline aldığına inanıyordu.

-Tayyip Erdoğan elini çabuk tuttu. Fetullah’ı “terör örgütü” ilan etti korsan savcılar ve yargıçlar tarafından tutuklanan aydınlar, askerler serbest bırakılıyor, korsan hakim savcılar ya yurt dışına kaçıyor ya da tutuklanıyordu…

-Akp ile hükümet ve çıkar ortaklığı bozulan Fetö (Fetullah Terör Örgütü) 15 Temmuz hain darbe girişiminde (ülkeyi işgal ederek emperyalizme teslim etme) bulunuyordu.

-Ordu’daki Atatürkçü Cumhuriyetçi Komutanlar ve halkımızın uyanıklığı sayesinde Türkiye Cumhuriyeti bölünerek emperyalizme yem olmaktan kurtuldu.

-Allah var ya o gece sayın R.Tayyip Erdoğan’ın başına kötü bir şey gelmemesi için sabaha kadar dua ettim.

-Fetö damarlarımıza kadar kanımız gibi girmiş, temizlenmesi olanaksız gibi görünüyor ama beli de kırıldı.

-Sayın Ahmet Davutoğlu’nun yanlış politikaları, Recep Tayyip Erdoğan’ın da kandırılması ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozduk.

-Suriye’de ne idiği belirsiz özgür Suriye ordusunu (ÖSO) maddi manevi destekledik. Başımıza bugünkü durumu yarattık.

-Biz Suriye içinde mücadele ederken Suriye içlerinden Türkiye’ye füzeler atılmakta, insanlarımız ölmekte ve yaralanmaktadır.

-Ülkemizin doğusunda bu boğuşmalardan dolayı EGE DENİZİ’ndeki adalarımıza sahip çıkamıyoruz, bu adalar Yunanlılar tarafından işgal edilmiş gibi kullanılmaktadır.

-Biz Suriye ile uğraşırken PKK azmış, Doğu Beyazıt’tan Urfa sınırlarına kadar askerlerimize saldırmaktadır.

-Yazılacak, söylenecek çok şey var. Ancak böyle dönemlerdeki bu dönemin sorumlu baştaki yönetim bile olsa biz ülke olarak yurttaş olarak, yönetimle omuz omuza olmak zorundayız.

Bütünleşme ve birliği sağlama görevi yine partili Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize düştüğü halde sayın partili Cumhurbaşkanımız toplumu ayrıştırmaya ve kutuplaştırmaya devam ediyor.

Nasıl mı?

-Ana muhalefet liderine “cibilliyetsiz, mal kafa, sen kimsin,”

-Ana muhalefet partisi genel başkan yardımcısına “Lan sen kimsin şerefsiz ,

-Akp İl Kongereleri’nde sürekli muhalefete çatan sözde tarafsız cumhurbaşkanı,

-Hiç yakışmayan, olmayacak suçlamalarla muhalefete saldırmak,

-Tarafsız Cumhurbaşkanı, tarafsız Cumhurbaşkanı,

-Nereye gidiyoruz, otobüsün freni mi patladı?..

Share
899 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Ayıp olmasın!

    27 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Psikolojide birey kavramını çokça kullanıyoruz. Birey olmak hayatımızın kontrolüne sahip olmak ve dünyaya hani potansiyelle geldiysek onu gerçekleştirme uğraşlarımızı içeriyor. Bu kitabi tanım her zaman gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü biz dünyaya bazen ailemiz yalnız kalmasın diye bazen ebeveynlerimizin çocuk sahibi olma yaşı geldiği için de gelebiliyoruz. Her zaman değil ama çoğu zaman kendi isteklerimizden çok topluma uyum sağlamış olmayı tercih ediyoruz. Çünkü uyum sağlamak yaşamı kolaylaştırıyor bizi diğer insanlara yakınlaştırıyor. Diğer ...
  • Çok vaktimiz olmasa da, fırsat vermeliyiz!

    24 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    “23 Nisan, Türkiye için milli tarihin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır.”                                                                                                                         M. Kemal Atatürk.. İlçede siyaset hemen her gün yeni bir gündemle çalkalanırken günlük olayların etkisi uzun sürmüyor. Geçtiğimiz günlerde yaşana fırtına olsun, Tokat merkezli depremin ilçede hissedilmesi olsun, ya da Vezirköprü'de rastlanmayan molotoflu saldırı olsun etkisini kısa sürede kaybetti. İnsanların asıl konuştukları ya da konuşmayı...
  • Ergenlik Dönemini Anlamak

    20 Nisan 2024 Köşe Yazıları

      “Ergen” kelimesi sanki biraz olumsuz çağrışımlar taşıyormuş gibi dursa da büyüme anlamına gelir ve çocukluktan çıkışı, yetişkinliğe atılan adımı temsil eder. Kızlarda 10-11 yaş itibariyle erkelerde ise 11-12 yaş itibariyle ergenliğe adım atılır. Kişiden kişiye daha erken ya da geç olabilir. Çocukta biyolojik değişikliklerle birlikte duygusal değişiklikler de görülmeye başlar. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğundan birey ne tam çocuk olabilir ne de tam bir yetişkin. Bireyin kendini anlamaya, dış dünyaya karşı duruşunu belirlemeye ba...
  • BAZI PARTİLER UZATMALARI MI OYNUYOR?

    17 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Bir Filozof şöyle söylüyor; “Güneş batarken gölgeler uzar” Son yerel seçimlerin bize bazı hatırlatmaları oldu. Geçmişte de önü alınamaz partiler vardı. Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Ecevit'in DSP'si gibi. Anavatan Partisi bir yerel seçimde Türkiye'de birçok belediyeyi kaybetti. Hatırladığıma göre Karadeniz'de sadece Vezirköprü  (rahmetli Bekir Hoca) kalmıştı. Yine sağın en güçlü partilerinden rahmetli Demirel partisinin başına ne yediği belirsiz Tansu Çiller gibi biri getirildi. Bu hanım partiyi de, ülkeyi de hatta siyaseti de kirle...