logo

Benimle Aynı Düşüncede Olmayana Karşı Nasıl Davranmalıyım?


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com
Son zamanlarda ülkemizde yaşanan durumlar (tutuklanmalar, gösteriler, boykotlar) kişilerin hangi tarafta olduğunu anlamaya çalışmasına, farklı görüşler olduğunda birbirlerine doğrusunu açıklamaya, haklılık ya da haksızlıkla ilgili düşünmeye dolayısıyla da öfke, üzüntü gibi olumsuz duyguların daha yoğun yaşanmasına sebep olmaktadır.
Psikolojik destek toplumdaki durumlara karşı kayıtsız kalamaz. Çünkü deprem gibi doğal afetlerde, göçte veya pandemide birçok özellikle olumsuz durumda gönüllü olarak çalışırız ve bu gibi krize müdahale durumlarında her zaman psikolojik destek veren uzmanlara ihtiyaç duyulur. Burada politik ya da apolitik tutum üzerinde durmak yerine “Süreçte psikolojik sağlığımızı nasıl koruruz?” kısmına odaklanmak isterim. Çünkü toplumdaki zorlu süreçlerde bireylerin endişe seviyesi yükselir, belirsizlik duygusu artar. Bunlar da günlük rutinleri, beslenme uyku gibi sağlık durumlarını olumsuz etkiler.
Toplum bireylerden oluşur ve bireylerin tek tek iyilik hali toplum için önemlidir. Toplum bilimi veya bir grubu yönetmek başlı başına bir alan olduğu için olabildiğince kendi sınırımda kalmaya çalışacağım.
Hepimizin kendince bir görüşü vardır ve bu görüşte özgürüzdür. Peki ya karşı taraf benim gibi düşünmüyorsa ne yapmalıyım? Üstelik hepimiz, düşüncelerimizin doğru olduğunu, haklı olduğumuzu kabul ederiz. Öncelikle birbirimizin düşüncesini ısrarla değiştirmeye çalışmak tepki almamıza, karşı tarafın düşüncesine daha çok tutunmasına neden olur. Psikolojik destekte de yardım almaya istekli olmak denilen gönüllülük kavramı önemlidir. Yani kişi kendi düşüncesini değiştirmek isterse bu konuda zaten açıktır. Diğer taraftan düşüncelerimiz davranışlarımız üzerinde o kadar etkili değildir. Örneğin bazı durumların bize iyi gelmediğini biliriz ama onu yapmaya devam ederiz. Çünkü davranışın bir boyutunu da duygular oluşturur. Alışkanlıklarımız ve seçimlerimiz de sürece dahildir.
Ülke gündemimizin yanında kendi gündemimiz olduğunu da hatırlamamız önemlidir.  Birbirimizle görüş ayrılıkları yaşamamız gerçekten normaldir. Bu durum eleştirel düşünme dediğimiz, farklı yönüne bakmak, düşünülmeyeni düşünmek yeni bir olasılık üretmek insan olmanın doğasında vardır. Yine bizim gibi düşünmeyenle de kalabilmek… Aslında hayatımızda sıkça yaparız. Örneğin eşinizin ailesiyle kendi düşünceleriniz arasında fark olabilir. Sevmediğiniz bir işte sevmeyerek bir müddet kalmanız gerekebilir.
Peki ama benimle aynı düşüncede olmayan birine karşı gerçekten nasıl ama nasıl davranmam gerekir? Bizi hayata karşı harekete geçiren bazen tutan, yönlendiren değerlerimizle.  Sizi siz yapan hangi değerler var? Örneğin benimle aynı düşünce de olmayabilir ama saygısızlık edemem. Ya da farklı düşünüyoruz ama onun düşüncesini değiştirmem neyi değiştirebilir? Hangi ihtiyacı karşılamaya çalışıyorum? Bazen toplumdaki bu durumlardan o kadar endişeli umutsuz hissederiz ki sanki karşı tarafın düşüncesi üzerine yorum yapmak haklılığımızı savunmak bir nebze olsun bizi rahatlatır. Lütfen endişeni azaltma ihtiyacının farkında ol ve bunu karşılamaya çalış, çünkü bu şekilde kısa süreli rahatlama sağlasa da daha olumsuz hissetmene neden olabilir.
Bu yazı, toplumdaki olumsuz durumlarla ilgili ne olduğunu anlamakta zorlanan , umutsuz ve sıkışmış hisseden kişiler için olsun.Toplumda yaşayan bireyler olarak etki gücüne sahibiz ama kontrol edebileceğimiz durumlar sınırlı.Kontrol duygusu kaygımızı sakinleştirmekte önemlidir.En yakın kontrol edeceğimiz alan nefesimiz, bedenimiz günlük rutinlerimiz ve bugünümüz.

Share
421 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Bedenimizi Algılama Şeklimiz Hayatımızı Nasıl etkiler?

    08 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    Bedenimiz dünyayla kurduğumuz somut iletişim aracımızdır. İnsanın gelişim dönemleriyle birlikte, beden algısının beslendiği noktalar da değişir. Bebekler ağız yoluyla dünyayı anlamaya çalışırlarken, bebeklikten çocukluğa geçişte artık anneden bağımsızlaşma sürecimizde tuvalet alışkanlığını kazanarak devam ederiz. Çocuklukta kendi bedenimizi algılama şeklimiz yakın çevremizin bize yönelik ilgisiyle şekillenir. Yani yakın çevre bizi eleştirmiyorsa biz de kendi bedenimize karşı eleştirel olmayız. Ergenlikte bedeni algılama şeklimiz daha popüler ol...
  • İnsafa davet ediyorum

    05 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    Büyükşehir Belediye Meclisi'nde verilecek kararlardan önce Meclis üyelerinin, partilerinin o ilçelerdeki ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyelerine sorarak kararlarına yön vermeleri ilçelerin kesinlikle daha çok hayrına olacaktır. Geçtiğimiz haftaki Samsun Emniyet Müdürlüğü'nün nazım ve uygulama imar planlarına itirazını da ele aldığım yazıdan sonra konuyla ilgili olarak görüşlerini aktarmak için çok sayıda okuyucumuz Gazetemize geldi. Konuda eksik olarak ele aldığım bir noktayı da hatırlatmak gereği duydum. Özellikle Samsun Büyükşehir Bele...
  • İnsan Kişiliğinin Üç Bölümü

    01 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    İnsanlar kişilerarası ilişkilerde bu üç role girebilirler. 1. Anne-baba rolü 2. Çocuk rolü 3. Yetişkin rolü Sağlıklı bir insan bu üç rolde de yerine göre bulunabilir. Bu rollere daha detaylı bakalım. Anne baba yani ebeveyn rolünde kişiler koruyucu veya eleştirel tutuma sahip olabilirler. Hepimiz anne babamızın seslerini içimizde taşırız. Aileler çocuklarını yetiştirirken onları hem korumak hem de onların becerilerini geliştirmek durumundadırlar. Bu süreçte çocuktan daha iyisini yapma beklentisinin fazla olması aileyi eleştirel bir tutuma s...
  • Cumhuriyet kutlu olsun!

    29 Ekim 2025 Köşe Yazıları

    Emniyet Müdürlüğü binasının ana yol üzerinde bir alana yapılmasının daha doğru bir karar olacağını, Hükümet Konağının da Belediye binasından çok uzağa götürülmemesi, mevcut yerine yakın bir alana yapılması gerektiğini düşünüyorum. Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'nin önceki hafta yapılan oturumunda Samsun Emniyet Müdürlüğü'nün itirazı dikkatimi çekti. Vezirköprü eski hastanesi'nin arsasının bir bölümüne yapılması için çalışmaları sürdürülen Emniyet Müdürlüğü'nün itirazı içimde az da olsa "acaba mı?" sorusunu ve ümidini yeşertti. Konuyla il...