logo

DUYGUSAL OLARAK AÇLIK YAŞAMA


Gülsüm Ceylan
gulsumcansiz1@hotmail.com

Covid salgınıyla beraber birçoğumuzun yeme içme düzeni oldukça fazla değişime uğramıştır. Hayatımızda yaşadığımız birçok olay yeme rutinlerimizi etkilemektedir.
Fiziksel herhangi bir neden yoksa, kişi sürekli yemek yemek istiyor ve aşırı kilo alıyorsa psikolojik faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Duygusal açlık fiziksel açlıktan oldukça farklıdır. Duygusal yeme eğiliminde olan kişiler; yemek yemeyi bir kaçış yolu ya da rahatlama olarak görürler.
Kişi olumsuz duygularını bastırmak ya da onlarla başa çıkabilmek için farkında olmadan kendini yemeğe verir. Çoğu zaman doyma hissinin farkında olmaz ve aşırı tükettiği yiyeceklerin arkasından suçluluk ve pişmanlık hisseder.
Kişiyi aşırı yeme ya da yemeyi reddetme gibi davranışlara iten duygusal açlığın birçok sebebi olabilir. Bunlardan en önemlisi annelerin çocuklarına bebeklik dönemlerinde zorla yemek yedirmek, yemeği bir ödül ceza yöntemi olarak kullanmak ya da annenin uygun olduğunu düşündüğü yemeği çocuğuna zorlayarak yedirmesi gibi yanlış yeme tutumları olarak görülebilir.
Bir diğer önemli etken kişilerin öz güven sorunlarıdır. Kendisiyle barışık olmayan ya da kendisine aşırı öfke duyan bireylerde yeme bozuklukları daha sık görülür. Bunların yanı sıra hayatında ani iniş çıkış yaşayan insanlar(kayıp yaşayanlar, işsiz kalanlar, yeni boşananlar.. vb), sürekli stres altında olanlar veya yalnızlık duygusuyla baş edemeyenler de duygusal açlık çekebilirler.
Duygusal açlık hayatımızı sadece yemek yeme alışkanlıkları üzerine etkilemez. Bu durumu yaşayanlarda çevresindeki bireylere sağlıksız bağlanma görülür. Aslında bunun sağlıksız olmasının sebebi kişinin bağımlı olmasından kaynaklanır. Psikolojik olarak aç olan birey ilişkilerinde karşısındakilere bağımlı olur ve onlarsız yaşayamayacağı gibi rasyonel olmayan duygulara kapılır. Aynı zamanda duygusal açlık çeken bireyler hayır deme konusunda da problem yaşayabilirler.
Toplum veya kişiler tarafından onay ve kabul görmek için onlardan her isteneni yaparlar ve hayır diyemezler.
Duygusal açlığın hayatımızda görülen etkilerinden bir diğeri alışveriş bağımlılığıdır. Duygusal olarak aç olan kişiler bu duygusal boşluklarının yerini doldurmak için kendilerini alışverişe verebilirler.
İhtiyacı olmayan tüketim malzemelerini almaya yönelirler.
Alışveriş bağımlılığı kadınlarda kıyafet, kozmetik ürünleri ve mücevher alışverişi olurken erkeklerde elektronik eşyalar, spor malzemeleri ve araba alımı üzerine olduğu görülür. Duygusal açlık yaşayan kişilerin illa yemek tüketmesine gerek yoktur, bazıları tüketim eylemini farklı şekillerde yaparak da duygusal açlıklarını bastırmaya çalışırlar.
Birey duygusal açlık çekiyorsa yemek de yese, alışveriş de yapsa, çevresinden koşulsuz onay ve kabul de görse bu açlığını doyuramayacaktır. Bunun üstesinden gelmek için ilk olarak sorunun kaynağına inilmeli ve kişinin hangi durumlarda açlık hissinin oluştuğu tespit edilerek bu durumun nasıl kontrol altına alınabileceğinin gözden geçirmesi gerekir. Bu da psikolojik destekle mümkündür.
Aynı şekilde kendinize soracağınız yemek yemek bana kalıcı bir çözüm sağlıyor mu, neden yemek yiyerek kendime zarar veriyorum gibi soruların cevabı yardıma ihtiyacınız olup olmadığı konusunda size yol gösterecektir.
Yeterli uyku ve egzersiz yapmak stres düzeyini düşürerek mutluluk hormonlarını artırır ve aşırı üretilen stres hormonlarını bastırır. Bunlara ek olarak evcil hayvanınız varsa onunla vakit geçirmek, yürüyüşe çıkmak veya yüzmeye gitmek gibi sosyal aktivitelerde bulunmanız da fayda sağlar çünkü çoğu zaman zihnin farklı şeylerle uğraşması duygusal açlığı yenmeniz konusunda önemli bir adımdır.
Kendi kendinizi disipline etmiş olmanıza rağmen zaman zaman uyguladığınız diyetin ve programın dışına çıkmış olabilirsiniz. Bu bütün her şeyin baştan başlaması ve başarısız olduğunuz anlamına gelmemeli. Sonuç olarak hepimiz insanız, etten kemikten ve duygudan oluşuyoruz.
Bazen kuralların ve programın dışına çıksak bile tekrar kaldığımız yerden aldığımız kararlara ve programa devam etmek mümkündür. Bir defa ya da birkaç kere programı bozmuş olduğunuz için suçluluk hissetmeniz, kendinize kızmanız sorunu çözmez aksine her pazartesi başlanan ve bir türlü sonuç alınamayan diyetler döngüsüne dönüşür.
O nedenle programınızın dışına çıkıp yaptığınız kaçamağın, yediğiniz yemeğin tadını çıkarıp ertesi gün kaldığınız yerden devam etmelisiniz. Zira kendinizi suçlayıp daha çok strese girersiniz bu durum daha çok yeme bozukluğu olarak size geri döner.
Yeme bozuklularıyla başa çıkarken mutlaka psikolojik etkenler göz önünde bulundurulmalıdır. Psikolojik destek bu anlamda çok önemlidir, diyet ve psikoterapi birlikte devam etmelidir. Yeme bozukluğu yaşıyorsanız, bütün çabanıza rağmen kilo alıyorsanız öncelikle biyolojik faktörler ve hormonlar değerlendirilmeli daha sonra psikolojik destekle sorunun üzerine gidilmelidir.

Share
324 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

3+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Ergenlik Dönemini Anlamak

    20 Nisan 2024 Köşe Yazıları

      “Ergen” kelimesi sanki biraz olumsuz çağrışımlar taşıyormuş gibi dursa da büyüme anlamına gelir ve çocukluktan çıkışı, yetişkinliğe atılan adımı temsil eder. Kızlarda 10-11 yaş itibariyle erkelerde ise 11-12 yaş itibariyle ergenliğe adım atılır. Kişiden kişiye daha erken ya da geç olabilir. Çocukta biyolojik değişikliklerle birlikte duygusal değişiklikler de görülmeye başlar. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğundan birey ne tam çocuk olabilir ne de tam bir yetişkin. Bireyin kendini anlamaya, dış dünyaya karşı duruşunu belirlemeye ba...
  • BAZI PARTİLER UZATMALARI MI OYNUYOR?

    17 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Bir Filozof şöyle söylüyor; “Güneş batarken gölgeler uzar” Son yerel seçimlerin bize bazı hatırlatmaları oldu. Geçmişte de önü alınamaz partiler vardı. Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Ecevit'in DSP'si gibi. Anavatan Partisi bir yerel seçimde Türkiye'de birçok belediyeyi kaybetti. Hatırladığıma göre Karadeniz'de sadece Vezirköprü  (rahmetli Bekir Hoca) kalmıştı. Yine sağın en güçlü partilerinden rahmetli Demirel partisinin başına ne yediği belirsiz Tansu Çiller gibi biri getirildi. Bu hanım partiyi de, ülkeyi de hatta siyaseti de kirle...
  • Psikolojik Zorlukları Azaltacak Durumlar

    13 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Günlük hayatta fark etmeden karşılaştığımız durumları kendi hayatımıza katarız ve seçimlerimizi, kararlarımızı buna yönelik yaparız. Bu durumlarsa psikolojik sağlamlığımızı azaltabilir. Maddeler halinde bakalım. - Diğerlerinin hayat tecrübelerine bakarak çok fazla önlem almak, hayatımızı kısıtlamak.  Örneğin yakınımızdan birinin sosyal medyada zorbalığa uğradığını görüp çocuğumuza sosyal medyayı yasaklarız. Çünkü böyle bir durumla karşılaşmak istemeyiz. İnsan başka insanlardan da öğrenen bir varlıktır ama bu korku kültürüne dönüşürse bizi etki...
  • Vezirköprü’de seçmen değişmedi, Yine AKP dedi..

    03 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Özellikle İç Anadolu'da ve Karadeniz'in iç kesimlerinde kırsalda yaşayan vatandaşların henüz bu ekonomik sıkıntıyı derin yaşamamaları ve parti tutma davranışı nedeniyle AKP'den uzaklaşmadıklarını söyleyebiliriz. 31 Mart yerel seçimleri sürprizlerle sona erdi. Beklenmeyen CHP'nin Türkiye genelinde birinci parti çıkması ve yıllardır güçlü şekilde iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilk kez ikinci parti konumuna düşmesi özellikle EGE'de hemen her yerin CHP adayları tarafından alınmasıydı. Komşu il Amasya ve Kastamonu da bu beklenmeye...