Son Dakika
Emperyalizm savaşı sever (!..) Çünkü, emperyalizm ülkelerin yoksullaşmasını, parçalanmasını sağlar, bunun sonucu olarak ülkenin iç karışıklar yaşaması kaçınılmaz olur.
Parçalanan, yoksullaşan, iç karışıklıklar sonucu kendi başı derdine düşen ülkeleri istediği gibi yönlendirmek, yönetmek, böylece her istediğini kolayca elde etmek emperyalizmin başlıca taktiğidir.
Gerçi, Türkiye gibi ülkeler emperyalizm için zaten “oltada balıktır” ama olsun, ülke perişan olursa olta kullanmadan da yönlendirmek ve yönetmek daha verimli olur.
Savaşla uğraşan, bölünen,parçalanan iç karışıklıklarla kendi derdine düşen ülkelerin halkının beyni çalışmaz (!..), neden? Çünkü; böyle bir toplum halkını eğitemez, sağlığını koruyamaz, toplumun sağlıklı beslenmesini sağlayamaz.
Böyle bir toplumun yetişkinlerinin sağlıklı düşünmesi, çocuklarının iyi eğitim alması olanaksızdır.
Böyle bir toplumun yöneticileri ülkesinin halkını koyun, kendisini de bu koyun sürüsünü istediği gibi güden çoban olarak görür.
Bunların bazılarını anlamak için ünlü usta Şevket Süreyya AYDEMİR’in “Suyu Arayan Adam” adlı eserinin okunması gerekir.
19.yüzyılda Mustafa Kemal diye bir dahi çıkmış, ona güvenen ve inanan bir avuç kahramanla birlikte Osmanlının küllerinden çağdaş bir devlet kurmuş, Türkiye halkını padişahın kulu olmaktan kurtarmış, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” diyerek noktayı koymuştur.
Ne yazık ki, onun ölümünden sonra emperyalizm, başta Türkiye olmak üzere mazlum ulusları rahat bırakmamıştır.
Başta İsrail’i rahatlatmak için yoktan Suriye’de düşmanlar yaratmış, Türkiye’yi oyuna getirip Suriye’yi parçalamak, karıştırmak için Türkiye’yi Suriye’nin üzerine salmıştır. Bunun sonucu olarak Suriye perişan olurken Siyonizmin (İsrail’in) önü de açılmıştır. Yine bunun sonucu olarak Suriye’den kaçan kadınlar, yaşlılar, çocuklar Türkiye’ye sığınmıştır.
Yetişkin ve zengin sığınmacıların dışında kalan yoksul kadın ve çocuklar, cami avlularında, sokaklarda dilenci olmuştur.
Daha dilenmesini bile bilmeyen çocuklar cami kapılarına, cadde ve sokaklarda çöp konteynerlerinin diplerine yarı açık, yarı çıplak, başı, ayağı çıplak çocukların önüne bir mendil seriyor, mendilin üstünde birkaç bozuk para bırakıyorlar. Görenler (dilenci olduğunu bilsin para versin) işareti.
Her Cuma camiden çıkınca, açık, çıplak, salya sümük içinde dilenmeye bırakılan bu çocukları görünce “ayranlığım kabarıyor” başlıyorum bağırmaya !..
Kahrolsun emperyalizm, ülkeleri karıştırıp rahat sömürmek için sabileri bu hale getirenler.
Siyonizmin önünü açıp, İsrail’i Ortadoğu’nun güçlü devleti yapabilmek için Suriye’yi düşman edip teröristlere olmadık desteklerini verenler.
Emperyalistlere söyleyecek sözüm yok ama ‘müslümanım’ diyenler.
Onlarca Suriye’li yetim çocuklara, zavallı kadınlara bu mezalimi reva görerek itip kakanlara “maun suresini” hatırlatırım.
İslamda bir kural vardır. “gücün yetmezse buğz et”. Ben de buğz ediyorum.
Lanet olsun sizlere !…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Ekim 2024 Köşe Yazıları
28 Eylül 2024 Köşe Yazıları
25 Eylül 2024 Köşe Yazıları
21 Eylül 2024 Köşe Yazıları