Seçimlerde kim nereye oy vereceğini büyük oranda belirlemiş gibi. Artık pazar gününü bekleyerek toplam sonucu göreceğiz.
Pazar günü Türkiye için önemli bir gün.
Hem Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanını hem de 28. dönem Milletvekillerini seçmek için sandık başına gideceğiz.
Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamalarına göre 14 Mayıs Pazar gece yarısına kadar Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanının kim olacağı belirlenmiş olacak.
Milletvekillerinin seçilme heyecanı daha uzun sürecek, aralarında Vezirköprü’den Bağımsız aday olan Mustafa Çoban’ın da olduğu bağımsız adaylar ise en uzun süre sonucu bekleyenler olacaklar.
Seçimlere dört gün kaldı.
Bu seçimde hazırlıklar başladığı gibi, önceki seçimlere göre daha az yoğunluklu geçiyor.
Vatandaşın seçimlere ilgisizliği hemen herkesin gördüğü, konuştuğu bir durumda. Seçim arabalarının sesinin yükselmesi dışında seçimlere sessiz girildiğini söyleyebiliriz.
Gittikçe gerilen bir adaylık süreci yaşandığını söylemek de mümkün.
Sonuç olarak görüştüğümüz hemen herkes şu ya da bu şekilde kararını vermiş görünüyor.
Artık sadece seçimlere gidip oy kullanıp sonuçlarını görmek kaldı gibi.
Milletvekilliği seçimlerinden daha çok Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önemsenmesi ya yeni sistemin vatandaşlarca da benimsenmediğini, ya da milletvekilliğinin öneminin artık azaldığının yine vatandaşlarca görülmesinin bir sonucu olduğundan diyebiliriz.
Bakanlar kurulunun Meclis’ten ayrı işlemesi nedeniyle halkın seçtiği milletvekillerinin, cumhurbaşkanının atadığı bakanlarla görüşememesi, halkın taleplerini iletememesi nedeniyle de milletvekilliği seçimleri gerekli önemi görmüyor.
Ancak yine de, milletvekilliği sandalye sayısının Meclis’ten çıkacak kanunlar kadar verilen önergelerin kabulü/reddi bakımından da önemli.
Yine de hemen her partide açıklanan milletvekilliği sıralamalarına karşı sesler çıktığını duyuyoruz. Herkesin kafasındaki listelerin partilerin açıkladığına uymadığını söyleyebiliriz.
Bu durumun ne kadarının seçim sonucunu etkileyeceğini de Pazar günü göreceğiz.
Bir de seçim fıkrası
Ancak listelerin belirlenmesi şuna benziyor:
Bir otele ‘tam pansiyon’ gelen İstanbullu turist 2. günün sonunda isyan etmiş: “Acente bize, demiş, ‘Yemekte seçim serbest!’ demişti. Oysa iki gündür hamsiden başka bir şey yok menüde. Nerede serbest seçim?”
Otelci pişkin pişkin açıklamış:
– İster yersiniz, ister yemezsiniz, demiş, işte size serbest seçim!.. Ben size yemek zorundasınız mı dedim?..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
27 Kasım 2024 Köşe Yazıları
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları