logo

ARABALAR, GEÇİYOR ARABALAR!..


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Seyrediyorum yoldan geçen arabaları, geçiyor arabalar, bir daha geçiyor, bir daha geçiyor. Arkası kesilir gibi oluyor, yine geçiyor arabalar. Belli ki kesilme gibi görünen aralıklar da trafik lambaları engelliyor. Seyrediyorum yoldan geçen arabaları, geçiyor arabalar, bir daha geçiyor, bir daha geçiyor. Arkası kesilir gibi oluyor, yine geçiyor arabalar. Belli ki kesilme gibi görünen aralıklar da trafik lambaları engelliyor.Nereeden nereye?..Geçmişi, geçmiş büyüklerden ara sıra dinlerdik, 76 yıllık yaşamımın içinde bizimde genç yaşlardayken tanık olduğumuz ancak anlam veremediğimiz olaylar yaşanırdı.  Beni, Vezirköprü ile ilgili Mahmut amca (TEK’ER)’in anıları çok etkilemişti. Bir türlü o güzelim tarihi anıları kitaplaştıramadık, elimizin altında Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarını da içeren bir Vezirköprü belgeseliydi.  Tam burada aklıma Vezirköprü halkına sorulması gereken bir olay geliyor; ‘köprübaşındaki şehitlik’ Vezirköprülüler için ne anlam ifade ediyor acaba! Yine Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarında, jandarma komutanının bile ev kapısının arkasına yarım tonluk tomrukları yuvarlayıp yattığını kaç kişi biliyordu. Korkudan insanlar gece olduğunda dışarı çıkamaz, çoluk çocuğunun can güvenliğini ve iffetini koruyacak güçlerin bile kendini korumaktan korktuğu çökmüş bir devlet düzenini düşünün. Dağlar da eşkiyalar kol gezer, kızdıkları bazı kişileri yok eder Rum çeteler de dağlar da kol gezdiği için ‘bunları Rumlar öldürmüş’ deyip kapatırlarmış. Eyy gidi Mahmut amca ve Hasan amca sağ olsalar da onlardan o acı ama dinlenesi ve o kadar heyecan veren anılar. Sormak isterim ki; İzmir’in işgalini kaç kişi okudu(?) Okuyup da başkaları ile paylaşan kaç kişi oldu? İzmir’in işgali çok yüzeysel anlatılır, bir insanlık vahşeti yaşanmıştır İzmir’in işgalinde. Hasan İzzettin DİNO’nun 5 ciltlik Kutsal İsyan kitabının okullar da ders olarak okutulması gerekir. O zaman ‘ Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı keşke yunanlılar kazansaydı’ diyecek meczup bulunmazdı ya da söylemeye cesaret edemezdi çünkü; İzmir olayları gibi halkın elinden linç olmaktan kurtulamazdı ama ne yazık ki gençlik ne dünü ne bugünü tam değerlendiremiyor. Kırklı yıllar da İkinci Dünya Savaşı patlamış İnsanlar toparlanamadan, tarlasına, bağına, bahçesine, evine sahip çıkamadan, yeniden ‘ihtiyatlık’ adı altında askere alınmışlardır. O yılları da, gerek Dersim isyanlarını, gerek Trakyadaki Hitler’e karşı toplanan askerlerin anılarını babamdan dinlemiştim. Kırklı yıllar da yoksulluk hastalık, alabildiğine toplumu etkisi altına almıştır. 1926 yılında yapılan nüfus sayımında Türkiye nüfusu sadece 13,5 milyon’dur. Bunun 4 milyon kadarı erkek gerisi de kadın ve çocuktur. O çağda yaşanan hastalık çeşitlerini halkın yoksulluğunu, işlenemeyen toprakları, bir toplu iğne bile üretemeyen sanayisiz bir Türkiye (bu konuları tarihçi Sinan Meydan’ın Akl-i Kemal adlı eserinden herkesin okumasını tavsiye ederim)  Tüm okuyucularıma Bayram tadında nice bayramlar dilerim.

Share
792 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

3+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Hepimizin sorumluluğu var

    24 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Tıpkı anız yangınlarında olduğu gibi belki de yapılması gereken cezalandırma uygulamalarının daha ciddi şekilde uygulanması, yeterli caydırıcı ceza yoksa artırılması sağlanmalıdır. Temiz su yıllarca insanoğlunun en büyük sorunlarından biri olmuş. Sarnıçlar yapmışlar, biriktirmişler, hatta savaşmışlar. Günümüze gelindiğinde de aynı sancılı süreç sürüyor. İnsanlar için temiz su büyük ihtiyaç haline geldi, önemi de giderek artacağa benziyor. Bahsettiğimiz temiz su tanımının içinde tarım amaçlı sular da var. Besin üretmek için de suya ihtiyac...
  • Elimizdeki Meydan yetmiyor!…

    17 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Şehirlerde özellikle trafik açısından ama daha önemlisi, binaların sıkışıklığından kurtararak şehir merkezlerinin nefes almasını sağlayan alanlar olan kent meydanlarına Vezirköprü'de bir yenisinin daha eklenmesine bugün ihtiyaç var diyebiliriz. İlçede vatandaş özellikle yazın güzel havalarında farklı etkinlikleri bekleyen ve bunlara da katılım sağlayan yapısıyla yenilikler arayışında. Vezirköprü'de açık alanda yapılabilecek özellikle büyük etkinlikler için elimizdeki tek yer ise Cumhuriyet Meydanı. Vezirköprü'de 1980'li yıllardan bu yana...
  • İlişkilerde Kendimiz Olarak Kalabilmek

    13 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Kişiler arasında yaşamın en önemli konularından biri birbirimize uyum sağlamakken fazla uyum sağlama durumu; hayatımızı, üzerimize aldığımız bir rolü gerçekleştirerek geçirmemize neden olabilir. Bu rolü oynamak işlerin yolunda gitmesini sağlasa da olduğumuz hali sürekli olarak yok saymak kaygı depresyon gibi olumsuz durumları çoğaltır. Hayatımızın gerçekten bizim yaşadığımız hayat olmasını istediğimizde, bizi etkileyen düşünce ve duygularımızı değerlendirebilmemiz gerekir. Bu değerlendirmeyi yapan kişi şöyle der: Kendi duygu düşüncelerinin ne...
  • İlçenin geleceği hangi alanda olacak?

    10 Temmuz 2024 Köşe Yazıları

    Yıllarca tarım ve hayvancılık ilçesi olarak sunulan Vezirköprü'de hayvancılığın gelişmesi için yapılan bir kaymakamlık projesi olarak hayata geçen kaşar peyniri üretim tesisinden sonra geçen yaklaşık 20 yılda bir üretim projesi görmediğimiz gibi, o zamanlarda idare eden İlçe Tarım Müdürlüğü binasından da olduk. Yıllar öncesinden, yine Şevket Cinbir zamanında olsa gerek, Vezirköprü'nün bir köyünde Kaymakamlığın girişimiyle kaşar üretim tesisi kurulmuştu. Vezirköprü'de üretilen sütün dışarıya da satışının olmadığı, üreticinin elinden neredeys...