logo

BEŞ PARA ETMEZ


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Geçtiğimiz hafta cumartesi pazar günlerin ilkbaharın iyi yaşanmaya başladığı bizim bahçenin unutulmaz neşesinden belliydi.

Çocuklar, torunları iki gün peş peşe sanki Hıdırellez yaptılar.

Hava oldukça güzel, ağaçlarda rengarenk çiçekler. Sanki pamuk tarlası Aynur, Sema, Hatice ellerinde semaver, o ağacın dibine mi oturalım, şu ağacın dibine mi oturalım..

Bizde anneleri ile bahçenin neresine hıyar kabağı dikelim onu tartışıyoruz.

Sonradan benim kafam attı. Çocuklar ellerinde semaver, senin peşinde koşuyor. Bir bak sağa sola, sende hala hıyar kabağını şu köşeye mi dikelim. Bu köşeye mi dikelim(?) diye uğraşıyorsun, ulan bu sonuçta hıyar kabağı, nereye diksen olur” deyip işi noktaladım.

Kısacası cumartesi, Pazar bizim bahçe vur patlasın, çal oynasın.!..

Suriye sınırında İbrahim Tatlıses bir asker türküsü olan “yaylaları” söyler, devleti aliyemizin büyükleri vur patlasın, çal oynasın yaparlar Bafra’da şehit cenazesi toprağa verilirken ben hıyar kabağı dikmişim çok mu?..

Ben hıyar kabağı yetiştirerek üretime katkıda bulunuyorum hiç değilse “yaylacılar” dan farkım bu.

Bu ülkede hıyar kabağına çok ihtiyaç var bunu bilelim.

Bu ülkede bol bol hıyar kabağı var da neden onun gibi her mevsim bal kabağı yok?..

Şimdi biliyorum okurlarım dertlenecek. “Bu hıyar kabağı amma da tat verdi” diyecekler. Bal kabağının olmadığı yerde hıyar kabağı elbette tat verir.!..

Sizleri fazla yormadan birazda Nasreddin Hoca fıkraları anlatalım.

Nasreddin Hoca ile Timur (Aksak Timur) aynı yüzyılda yaşamışlar ve Timur hocayı hiç sevmez, sıkıştırmaya çalışırmış

Timur bir gün hocayı makamına (tahda) çağırmış, hocaya sormuş,

-Hoca dünyanın ortası neresidir?

Hoca hemen yanıt vermiş,

-Eşeğimin bastığı yer” demiş.

Timur,

-Ne bileceğiz” demiş

Hoca yanıtlamış

-Ölçüp bakacaksın” demiş,

Olacak gibi değil,

Timur tekrar sormuş

-Benim kafamda ne kadar saç teli var?..

-Eşeğimin sırtında ne kadar kıl varda senin başında da o kadar kıl var. İsterseniz saydırırsınız” demiş.

Timur iyice sinirlenmiş hışımla sormuş hocaya,

-Peki hoca söyle bakalım,

-Benim sakalımda ne kadar kıl var?

Hoca hemen yapıştırmış cevabı ,

-Benim eşeğin kuyruğunda kaç kıl varsa senin sakalında da o kadar kıl var.

İnanmazsan bir kıl sizin sakalınızdan bir kılda benim eşeğin kuyruğundan çekelim. Denk gelmezse asın beni” der hoca.

Fakat ne mümkün, Timur iyice sinirlenir ama yapacak bir şey yok.

Demek ki Timur bile bu gün ki demokrasilerden daha çok hoş görülüymüş.

Timur, gene bir gün Nasreddin hocayı çağırır,

-Hoca söyle bakalım. Ben kaç para ederim.

Hoca yanıtlamış,

-Beş para edersin Şahım”

Timur hiddetlenir,

-Bire hoca benim sırtımdaki palto bile beş paradan fazla eder”

Hoca,

-Ben de zaten paltoya değer biçtim.

Share
762 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+3 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İlçenin yazılı tarihinde 65 yılı geride bıraktık..

    22 Ocak 2025 Köşe Yazıları

    Yıllardır tek derdi Vezirköprü olan VATANDAŞ Gazetesi'nin yayın politikası; sadece olanı bildiği ve gördüğü üzerinden başta ilçe haberlerini okuyucusuna aktarmak ve gelecek nesillerle de oldukça iyi bir arşiv bırakabilmektir.Yıllardır tek derdi Vezirköprü olan VATANDAŞ Gazetesi'nin yayın politikası; sadece olanı bildiği ve gördüğü üzerinden başta ilçe haberlerini okuyucusuna aktarmak ve gelecek nesillerle de oldukça iyi bir arşiv bırakabilmektir. Vatandaş Gazetesi'nin 65 yılı geride bıraktığı bu hafta okuyucularımıza 4523 sayıyla ulaşan bir ...
  • Kendi iç sesimize inanmayı ne zaman bırakırız?

    18 Ocak 2025 Köşe Yazıları

    İç sesimiz bizim için neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veren, bunu bize iyi şekilde hizmet etmek için yapan adeta bir yöneticidir. Tabii bir de dış sesler var. Ailemizin sesi, toplumun sesi, bazı kurallar veya değişen durumlar. İç ses sadece o insana özgüdür ve her insanın iç sesi kendine farklı şeyler söyler. Örneğin “Doydum, artık yememe gerek yok, o kişiyle aynı ortamda bulunmak istemiyorum” gibi. Çoğu köklü davranışın temelleri çocuklukta atıldığı gibi iç sese inanmak da çocukluk yaşantımızda oluşur. Çocuk onu yetiştirene muhtaçtır ...
  • Korkmayalım, hazır olalım..

    15 Ocak 2025 Köşe Yazıları

    Vezirköprü önümüzdeki yıllarda gelişecektir. Bu kadar zamandır ekilen tohumların artık çiçek açma vakti geldi. Vezirköprü, bu gelişimle birlikte de değişecektir. Vezirköprü'de oldukça güzel işler oluyor aslında. Özellikle kalabalık öğrenci nüfusuyla okulların çeşitli alanlardaki başarıları, Samsun merkezden uzak olduğu için kendi başına sorunların üstünden gelme zorunluluğu gibi itici güçleri olan Vezirköprü'de hemen her gün bir başarı hikâyesi duyuyoruz. Vezirköprü'de Şahinkaya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin Vatandaş Gazetesi'nin...
  • Anne Babamızın Anne Babalığını Yapmak

    11 Ocak 2025 Köşe Yazıları

    Her aile için çocuk farklı anlamlarla dünyaya gelir. Kimi aile için bir neşe kaynağı, kimi aile için bir insan yetiştirmek, kimi aile için kalabalıklaşmak, kimi aile için yaşlılığında en yakınından birinin olması gibi. Tüm bunlar doğru ya da yanlış değil, kabul edilebilir durumlardır. Genel duruma bakıldığında ise -belki şu an çok fazla olmasa bile yakın zamanda bir tarım ülkesi olduğumuzdan olsa gerek- çocuğun dünyaya geliş amacı çoğunlukla işlere yardımcı olmak, ailenin sürecini kolaylaştırmak, kalabalık olmak olarak görüldü. Bu durum geçmişt...