Son Dakika
AKP İktidara gelirken birçok özgürlüğün yanında ileri demokrasi ve basın özgürlüğü de vaat etmişti.
Meğer istediği demokrasi kendi yandaşları, basın özgürlüğü de Recep Tayyip Erdoğan’a mutlak itaat için özgürlüklermiş.
Bize göre basın cumhuriyet rejimi gibi kimsesizlerin kimsesidir. Ülkede doğru gideni değil, yanlış gideni dillendirir. Çünkü, basının amacı yanlış gideni hem halka hem de yanlış yapana duyurmak, dikkatlerini çekmek, böylece yanlışların düzeltilmesini sağlamaktır.
Yurtta yanarak ölen halk çocuklarının hakkını aramak, bilmem hangi tarikat yurtlarında cinsel istismara uğrayan çocukların kurtuluşunu savunmak, tren cinayetlerinde ölen onlarca insanın hangi ihmal sonucu meydana geldiğini halka duyurmak basının görevidir.
Göçük altında kalarak can veren yüzlerce kömür işçisin hangi koşullarda çalıştığını, hangi vurdum duymazlık sonucu ölümlerin olduğunu, dul kalan onlarca kadın yetim kalan yüzlerce çocuğun derdine ortak olmaktır basının görevi.
Basın meydana gelen olayların gerçek yüzünü ulusla paylaşmaktır.
Basın, bunu yaparken muhalifse varsın muhalif olsun.
Ama; bu bize göre muhalif olmak değil, gerçekçi olmak, gerçek basın görevi yapmaktır.
“Basın hürdür, sansür edilemez” anayasa hükmü ve Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü..
“Vali, milletvekili, bakan, başbakan olursunuz. Hatta cumhurbaşkanı olursunuz ama sanatçı olamazsınız.”
“Sanatsız kalan bir ulusun, kan damarları kopmuş demektir.” M.Kemal Atatürk Bunlar hep boş şeyler mi?
Sen ‘sanatçı müsveddesi’ diyeceksin, suç olmayacak, sanatçı seni hicvederse suç olacak!..
Sen tarihi bir partiye çöplük, pislik, rezil, daha söylenmeyecek birçok laf söyleyeceksin suç olmayacak, sana ‘sayın’ dememek bile suç olacak..
Sahi siz nesiniz(?..) Cumhurbaşkanı mı(?..) Parti Genel Başkanı mı (?..) şunu bir bilelim.
Bir de muhalefete birkaç sözümüz olsun; “Hükümet anayasayı çiğniyor” diyorlar. Bu yanlış. Anayasa 16 Nisan referandumuyla savrulup kaybedildi. Siz o gecenin uykusundasınız galiba?
Ortada anayasa falan yok!..
Halk TV’ye yapılanları, FOX TV’ye yapılanları,
Uğur Dündar’a, Emin Çölaşan’a, Necati Doğru’ya, Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya’ya yapılan baskıları kınıyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
12 Ekim 2024 Köşe Yazıları
02 Ekim 2024 Köşe Yazıları
28 Eylül 2024 Köşe Yazıları
25 Eylül 2024 Köşe Yazıları