logo

Depremin Olası Etkisi: Travma Sonrası Stres Bozukluğu


Gülsüm Ceylan
gulsumcansiz1@hotmail.com

Son zamanlarda ülkemizde yaşadığımız depremle ilgili olumsuz yaşantıların meydana gelmesi, birçok kişinin ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine yol açmıştır. Özellikle ülkemizde geçmişte depremle ilgili travmatik yaşantıların olması, travma ve ilişkili ruhsal rahatsızlıkların tetiklenmesine yol açmaktadır.
Bireyin ruhsal ve bedensel sağlığını birçok biçimde sarsan, inciten, yaralayan her türlü olay ”travma” olarak adlandırılmaktadır. Ancak insan hayatında üzüntü ve sıkıntı yaratan her olay ruhsal travma yaratmamaktadır. Deprem gibi doğal afetler, savaş, işkence, tecavüz gibi travmatik yaşantılar, ciddi hastalıklara yakalanma, beklenmedik ölümler ve kazalar psikolojik sıkıntılara yol açtığı belirtilen travma türleri arasındadır.
Travma Stres Bozukluğuna ilişkin belirtiler şu şekildedir: Kişinin ölüm, ağır yaralanma, cinsel saldırı gibi birçok olayla karşılaşması sonucu bu olaylara ilişkin, tekrarlayan, istemsiz gelen,

· Sıkıntı veren anılar,
· Rüyalar,
· Kişinin çevreyi gerçek dışı bir şekilde algılaması,
· Kişinin kendisini dışarından izliyormuş gibi hissetmesi (Bedeninden ayrılma hissi),
· Yaşanılan olaya ilişkin uyaranlara karşı ruhsal sıkıntı, fizyolojik tepkiler (uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, baş ağrısı, taşikardi vb.),
· Travmatik olaylara ilişkin uyaranlardan sürekli kaçınma (Mesela kişinin olayı yaşadığı yere gitmemesi gibi),
· Olaylara ilişkin düşüncelerde ve duygu durumunda olumsuz değişiklikler (Kaygı, öfke, huzursuzluk gibi),
· Uyarılma belirtileri (Diken üstünde hissetme, aşırı tedbir alma, ani ses ve hareketlere karşı irkilme gibi aşırı tepkiler gösterme vb.),
· Tepki gösterme,
· Bu belirtilerin 1 aydan uzun süredir devam ediyor olması.
17 ağustos depremi sonucunda yapılan Travma Sonrası Stres Bozukluğuna ilişkin toplum taramalarında yaygınlık oranları %20, çadırlarda %47, tedavi için başvuranlarda %63 olarak saptanmıştır (Öztürk ve Uluşahin, 2016).
Travma Sonrası Stres Bozukluğu genel toplum araştırmasında ise yaşam boyu görülme sıklığının %1-%14 arasında değiştiği görülmektedir. Bu oran erkeklerde %5-%6, kadınlarda %10-%14 arasında değişmektedir (Breslau ve ark., 1991; Kessler ve ark, 1995; Perkonigg ve ark., 2000; Şalcıoğlu, 2001). Kadınlarda daha sık görülmesinin sebebi, kadınların tecavüz gibi travmatik olaylara ve kişilerarası şiddet biçimlerine maruz kalma olasılığının daha yüksek olmasıdır.
Genç yetişkinlik dönemlerinde travmatik olaylara maruz kalma olasılığı yüksek olduğu için Travma Sonrası Stres Bozukluğu en sık bu yaş aralığında görülmektedir. Kişide çocukluk çağı travmalarının yüksek olması, intihar riskini arttırmaktadır. Travmatik olaylar gelişmeden önce sosyal desteğin olması ise kişi için koruyucu bir faktördür.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Deprem
Deprem gerçekleştiği bölgede coğrafi olarak büyük bir yıkıma yol açmanın yanı sıra insanların yaşamlarını fizyolojik ve psikolojik olarak derinden etkileyen bir doğal afettir.
Yapılan çalışmalar göstermektedir ki depremi yaşayan kişilerin %20’sinde Travma Sonrası Stres Bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Özellikle depremlerden sonra etkilenen kişi sayısının oldukça fazla olması, bu konunun ciddiyetini ortaya koymaktadır. Travmanın şiddeti, psikolojik etkisinin de derecesinin etkilemektedir. Deprem esnasında enkaz altında kalma, yakınını kaybetme, evin hasar görmesi, deprem sırasında yaşanılan korkunun derecesi önemli risk faktörleridir.
Çoğu kişide travma ile ilişkili belirtiler saatler ve günler sonrasında ortaya çıkabilmektedir. Bazı bireylerde yıllar sonra dahi ortaya çıktığı görülmektedir. Deprem gibi travmatik bir olay yaşayan bireylerde ise Travma Sonrası Stres Bozukluğu belirtileri ilk günlerde ortaya çıkmakla birlikte, birçok kişide günler veya haftalar içerisinde bu belirtilerde iyileşme görülmektedir. Ancak bazı kişilerde belirtilerin düzelmesi daha uzun bir süreci kapsamaktadır. Böyle durumlarda belirtilerden kaçınmak, olay hiç olmamış gibi davranmak sorunların daha da şiddetlenmesine yol açmaktadır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nda;
İlaç tedavileri ve psikolojik tedaviler kullanılmaktadır. Travmatik belirtiler her kişide farklı tablolar şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Aynı şekilde deprem ve sonrasında verilen tepkiler, depremin şiddeti, kişilik yapısı, geçmiş yaşantılar gibi faktörlerden etkilenmektedir. Bu nedenle bireye özgü bir tedavi belirlemek doğru bir yaklaşım olmaktadır.

Share
422 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+2 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Mindere bile çıkmadan pes ettik..

    02 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Bu ilçeyi eksi gidişatından kurtararak artıya çevirebilecek olan artık sadece büyük projeler olacaktır. Büyük projeler ise, onları yakalayıp geliştirerek, peşinden koşacak idarecilere ihtiyaç duyar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 100 İl önerisi ile gündeme gelen bazı ilçelerin il olmasını daha önce de tartışmıştık. İl olmak için, ilçenin nüfusunun en az 100 bin ve il merkezine de en az 30 kilometre uzaklıkta olması gibi 8 kriter bulunuyordu. Mevcut şehirleşme, ulaşım durumu, hinterlant, ekonomik çeşitliliği ve eğitim durumu da il ...
  • Akran Zorbalığı

    28 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    4-6 yaşlarından itibaren başlayabilen zorbalık davranışı, çocukların yaşamını etkileyen en önemli sorunlardan biridir. Okullarda, en önemli üç problemden biri olduğunu söyleyen araştırmalar mevcuttur. Her zorbalık saldırganlık olmakla birlikte her saldırganlık zorbalık anlamına gelmemektedir. Zorbalık; kasıtlı olarak zarar vermeyi, güçlünün görece güçsüz üzerinde hakimiyet kurmak istemesini ve bu davranışları sürekli yapmasını içerir. Eğer bir zorba varsa, bu zorbalığa maruz kalan kurban ve tüm bunları izleyen seyirciler de vardır. Hem zorbal...
  • Enseyi karartmayalım ama

    25 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Gittikçe azalan bir kesimin dışında, dışarda çalışarak başta inşaatlardan Vezirköprü'ye para gönderilmezse, insanlar geçinecek parayı bile kazanamıyor. Çareyi de GÖÇ etmekte buluyorlar. Samsun ve çevre ilçelerde Organize Sanayi çalışmaları biterken, Vezirköprü'den de bazı OSB'lere çalışmaya hergün onlarca minibüsle işçi giderken İlçemizde halen OSB'nin faaliyete geçmemesi birçok yerde eleştiri konusu oluyor. Vezirköprü'nün en büyük sorunu olarak ilk sıradaki yeri istihdam alanı oluşmaması sayılsa da, ilçede bununla birlikte trafik başta ol...
  • Çocuklarımıza Neden Masal Anlatmalıyız?

    21 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Sözlü aktarım nesiller boyunca en çok başvurulan ve kolay yayılan kültür olmuştur. Hemen her coğrafyada oraya özgü hikayeler destanlar bulunabilir. Masallar sadece çocuklar için değil tüm insanlar için gereklidir. Karar vermemiz gereken zorlu bir durum olduğunda zorlu bir yaşantı geçirdiğimizde şunları şunları yap gibi etrafımızdan verilen tavsiyeler bizim için daha zorlayıcı olabilir. Oysaki yaşantımızla benzer bir hikaye anlatıldığında kahramanla bağ kurup kendi sorunumuza da dışarıdan bakmak fırsatı bulabiliyoruz. Masallar herkes için önemli...