Son Dakika
Samsun Canik’te toprak kayması: 3 ölü
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında yeni atama
Erhan Usta Samsun Yeni OSB’yi sordu
Tüfekle oynarken kendini vurdu
2024 Yılı Yıllık İşletme Cetveli Girişleri için son gün 30 Nisan
Kılıçdede-Şehir Hastanesi Raylı Sistem Hattı’nı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı üstlendi
Turizm ile ilgili olarak gelişme sağlayacak olan ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne bile girmeyi başarmış Vezirköprü Evleri zamana yenik düşerek kaybolmanın eşiğine geldiler.
Ramazan Bayramı sona erdi.
Bayram tatilinin idari olarak 9 güne çıkarılmasıyla birlikte Vezirköprü’de de bayram biraz daha kalabalık geçti.
Bayramı dört göze bekleyen esnafın yine de memnun olduğunu söylemek zor. Konuştuğumuz esnaf önceki bayramları arattığını belirtiyor.
Yine de Ramazan Bayramı’nın ardından bir umutla Kurban Bayramı beklentisi oluşmuş durumda.
Özellikle İstanbul’daki olaylar nedeniyle 9 güne çıkarıldığı iddia edilen Ramazan Bayramı’nın, Kurban Bayramı’nda da tatilin 9 gün olmasını getirecek diyenlerin sayısı oldukça fazla.
Vezirköprü’de Ramazan Bayramı her yıl olduğu gibi sakin geçti desek de, özellikle trafik yoğunluğunun yaşattığı üzücü olayları da görmedik değil.
İnsanların bayramlarda geldikleri baba ocaklarından yaptıkları paylaşımlara bakınca, aslında aradıklarının eski bayramlar ve eskiden beri bildikleri, aşina oldukları yüzleri ve sokakları da aradıklarını görüyoruz.
Aslında bir çeşit turizm aradıkları. Daha doğrusu bizimki gibi ilçelerde turizme çevrilmesi gereken, ancak bir türlü başlanmayan çalışmalarla geliştirilmesi gereken turizm.
İnsanların geçmişlerine tutunmak ve sırf geçmişlerine tutundukları için maddi olarak zarar etmedikleri bir proje dizisi hazırlamak neden bu kadar zor?
Geçtiğimiz günlerde OMÜ öğrencilerinin hazırladıkları bir ankete denk gelenler olmuştur.
Bilmeyenler için; anketteki sorulardan biri SİT alanı üzerinden bir soruydu. “Vezirköprü’deki tescilli yapılar (geleneksel konutlar) korunmalı mıdır? “ diye sorulmuştu.
Vezirköprü’de tescilli yapılar yıllardır kanayan yaralardan biridir.
Tescilli binalar da, derecesine göre SİT alanı olan yerler de bina ve arsa sahiplerinin büyük sıkıntısı haline dönüştüler.
Bina sahipleri, günü koşullarına uymadığı için ve giderek küçülen evlerde oturmayı tercih ettikleri için zaten eski olan binaları iyice bakımsız hale geldiler. Bakımsız kalan evler zamanla ziyaret bile edilemeyen harabelere dönüştüler.
Buna rağmen kendileri yapmak isteseler, “Koruma Kurulu’ndan izin alman çivi çakmazsınız”, devlete yaptırma isteseler “biz sizin binanızı neden yapalım?” anlayışıyla karşılaştılar.
Bir dönem eski binaların restorasyonu ile ilgili projelere destek verilse de, o dönemlerde de Vezirköprü’nün idarecileri bunu kimseye duyurmadıkları (belki kendileri de duymadıkları) için vatandaşlar bundan yararlanamadı.
Turizm ile ilgili olarak gelişme sağlayacak olan ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne bile girmeyi başarmış Vezirköprü Evleri zamana yenik düşerek kaybolmanın eşiğine geldiler.
Daha öncesinde de Sokak Sağlıklaştırma Projesi yerine bu tescilli evlerin bir ya da birkaçının sahipleriyle anlaşarak yap-işlet-devret modeliyle butik otel ve restoranlara dönüştürülmesinin ilçeye kazandıracaklarından bahsettik.
Ancak o günlerde de olmadı.
Daha fazla geç kalınmadan, tescilli binalarımız tamamen yok olmadan kurtarmak için zaman daralıyor. Bizi duyan olmasa da, umarım bu tarihi duvarları duyan olur.
Okurlarımın geçmiş bayramlarını kutluyorum.
“Duvarları bari duyun!…” için 3 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
26 Nisan 2025 Köşe Yazıları
23 Nisan 2025 Köşe Yazıları
19 Nisan 2025 Köşe Yazıları
12 Nisan 2025 Köşe Yazıları
Vezirköprü: Geçmişin İzleri Kaybolmadan Harekete Geçilmeli!
Bayramlar, insanların geçmişe olan özlemlerini derinleştiren, eski sokakları, tanıdık yüzleri hatırlatan, birlik ve beraberliği pekiştiren günlerdir. Ancak Vezirköprü’de geçmişin izleri hızla siliniyor, tarihi binalar birer birer yıkılma noktasına geliyor ve turizm potansiyeli her geçen gün daha fazla göz ardı ediliyor.
Vezirköprü Evleri, Evliya Çelebi’nin bile dikkatini çekmiş, tarihe damga vurmuş yapılardır. Ancak bugün bu yapılar göz göre göre çöküşe terk edilmiş durumda. Geçmişten bugüne bu binaların korunmasıyla ilgili birçok öneri ortaya atıldı, çeşitli projeler konuşuldu, ancak somut bir gelişme yaşanmadı. Neden? Çünkü yöneticiler bu potansiyele yatırım yapmadı!
Turizm Olmadan Kalkınma Olmaz!
Vezirköprü’nün turizm potansiyeli yalnızca tarihi evlerle sınırlı değil. İlçenin sahip olduğu doğal güzellikler, kültürel miras, tarihi yapılar bir araya geldiğinde ciddi bir ekonomik fırsat yaratılabilir. Ancak yıllardır bu fırsatlar değerlendirilmedi, projeler uygulanmadı ve Vezirköprü turizm anlamında hak ettiği noktaya ulaşamadı.
Vezirköprü’nün Geleceğini Kaybetmemek İçin Ne Yapılmalı?
Turizm, sadece gezip görmekten ibaret değildir; ekonomi, istihdam ve kalkınmanın temel taşlarından biridir. Vezirköprü’de turizm odaklı projeler geliştirilmelidir:
Yöneticilere Çağrı: Şimdi Harekete Geçme Zamanı!
Vezirköprü’nün kaderi, bu tarihi yapılarla birlikte belirleniyor. Eğer bir an önce harekete geçilmezse, ilçenin geçmişi tamamen yok olacak ve bir daha geri getirilmesi mümkün olmayacak. Yöneticiler artık sessiz kalmayı bırakmalı ve ilçenin turizm potansiyelini değerlendirecek somut adımlar atmalı.
Geçmişi unutmayalım, geleceğe sahip çıkalım! Vezirköprü’nün tarihi ve kültürel mirası kaybolmadan, bir an önce gerekli yatırımlarla koruma altına alınmalı.
Zaman daralıyor. Tarih bizi duymaz, ama biz tarihi duymalıyız!
İlçemizde görev yapan ve sonrasında buradan ayrılıp başka yerlerde görev yapan kişiler geçmişe özlem duyarak görev yaptıkları yerleri yeniden görmek ve anılarını tazelemek isterler.. böyle durumlarda onlara bu nostalji yi yaşatacak yerlerin binaların.. yeniden yaşanılır bir şekilde restore edilerek turizme kazandırılması gerektiğini düşünüyorum..Bu konuda ilgili mercilerin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte bu konuda çalışma yapmalarını bekliyoruz..
Ekol insanlar vardı,nesil değişiyor,şehrin karakterini çizen bu insanlarda yok oluyor,amma göç amma vefat.geçmiş herzaman özlemle anılacak.sinerji olusturulamıyan renk ortaya koyamayan kendi kabuğunda ve arayışta bir ye mi olduk.?