logo

Psikolojinin Bilim Olarak Doğuşu


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Psikolojinin geçmişten günümüze nasıl geldiğini, bu alanı özelleştiren ne gibi çalışmalar yapıldığını görürsek, geliştirilmesine neden bu kadar ihtiyaç duyulduğunu da anlamış oluruz. Böylece psikoloji sadece “dert dinleme” olarak görülmeyip insanın ihtiyacını anlamaya yönelik ciddi çalışmaların olduğu ve bu çalışmaların hala devam ettiği bir alan olarak değerlendirilmiş olur.
Diğer bilimlerde olduğu gibi psikolojinin de ortaya çıkışı felsefe sayesinde olmuştur. “Ben kimim, o burada bana ne anlatmak istedi, hayatımın anlamı ne” gibi sorular ilk insandan bu zamana sorulmuştur. Hatta bilindik olanlardan Sokrates’in, “Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.” Descartes’in “düşünüyorum öyleyse varım” düşünceleri psikolojinin gelişimine yön vermiştir. Yunanca psyche ve logos kelimelerinin birleşimi olan “ruhbilimi” anlamına gelen psikoloji; insan davranışlarını incelemiş, anlamaya çalışmış deneye ve gözleme başvurmuştur.
İlk Psikoloji laboratuvarı 1879’da Almanya’da kurulmuş; zihnin yapısı incelenmiş ve öğrenci yetiştirilmiştir. Bu çalışmalar Amerika’da zihnin yapısından çok işlevine odaklanılarak devam etmiştir. Zihnin en önemli işlevi ise uyum sağlamak olarak düşünülmüştür. Böylece psikolojiyi endüstride, reklamcılıkta, mahkemelerde ve çocuk rehberliğinde kullanmaya başlamışlardır. Sonuç olarak psikolojik testler ve çeşitli psikoloji alanları oluşmaya başlamıştır. (Endüstri psikolojisi, klinik psikoloji, gelişim psikolojisi gibi;)
1920’lere doğru insan davranışlarını anlamak için zihnin yapısına ve işlevine bakmak yerine sadece gözle görülebilen davranışlara odaklanmak yani davranışçılık akımı ortaya çıkmıştır. Davranışçılık akımı psikolojiye önemli deneysel çalışmalar sunmuş olsa da insan iradesini yok sayması, düşünceye ve duyguya değinmemesi gibi sebeplerle sınırlı kalmıştır. Aynı dönemde insan davranışlarını anlamak için duyum, algı ve düşüncelere bakılması gerektiğini söyleyen ve insanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünen bütüncül kuram önem kazanmıştır.
Dönüm noktasını ise insanlık tarihini değiştiren üç önemli olaydan biri olarak görülen Freud’un Psikanaliz Kuramı oluşturmuştur. Freud, insanın zihinsel ve davranışsal işlevlerinden bağımsız olarak 0-6 yaş dönemindeki yaşantılarından yola çıkarak aslında bilinçli olmayan şekilde hayatını yönlendirdiği anlayışı savunmuştur. (Birincisi dünyanın evrenin merkezi olmadığı, güneşin etrafında dönen diğer gezegenlerden biri olduğu anlayışı, ikincisini belki siz araştırmak istersiniz) Bundan sonraki psikolojinin gelişimi ya Freud desteklenerek ya da ona karşı bir tezle ilerlemiştir. Her iki durumda da Freud’un ortaya attığı psikanaliz kuramı, yani bilinçdışında olanı bilince çıkarma çabası, psikolojik çalışmaların gelişmesinde rol oynamıştır.
Psikoloji, insanı konu aldığından ve insan çok yönlü olduğundan insan davranışlarını anlamlandırma da kalıtımın etkisi, seçimlerin etkisi, çevrenin etkisi, toplumsal olaylar incelenmiştir İnsanın biricikliğine, yaşam deneyimlerine önem verilmiş, insanın kendini iyileştirmesinin ve geliştirmesinin önünü açmıştır. Olabildiğince özetlemeye çalıştım ama değinemediğim birçok kavram ve kuram oldu. İyi okumalar.

Share
673 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İçe kapanık çocuğuma nasıl yardım edebilirim?

    08 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    İçe kapanıkla içe dönük ayrımını yaparak başlayabiliriz. İçe kapanık çocuklar sosyal ortamlarda sürekli olarak kaygı yaşayabilirler. İçe dönüklük ise bir kişilik özelliğidir. İçe dönükler sosyalleşmeyi tercihen istemezler, içe kapanıklar ise sosyal çevrede zorlanırlar. Aileler çocuklarının doğal olarak içe kapanık olmasından endişe duyarlar. Ne olduğunu anlamaya çalışırlar. Çocuğa nasıl davranması gerektiğiyle ilgili bol bol nasihatte bulunurlar. Çocuk kendini ifade etmekte zaten zorlandığından ailenin ondan beklentisi de bir performans kaygıs...
  • Halit Doğan’ın 2 müjdesi gerçek mi?

    05 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan'ın Vezirköprü'de 2025 yılı içerisinde iki önemli projenin başlayacağını müjdelediği iddia ediliyor. Hatta ilçeleri gezen Doğan'ın Vezirköprü'ye gelerek burada bu projeleri anlatacağından bahsediliyor. Bölgede yerel seçimlerin sonucunda değişen belediye başkanlıkları aynı zamanda farklı yönetim anlayışlarını da beraberinde getirdi. Vezirköprü için de hem İlçe hem de Büyükşehir Belediye Başkanı değişiklikleri aynı şekilde oldu. Vatandaşların yeni yönetim biçimlerine alışmaları zaman alsa da,...
  • Bir insan diğerine neden zarar verir?

    01 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    Psikolojide herkese uyan tek bir cevap olmayabiliyor. Çünkü her insan bir diğer insana hem çok benziyor hem de ondan çok farklı. Doğduğu aile farklı, karşılaştığı insanlar farklı.. Başlıktaki soruya tek bir cevap verecek olsaydım; yani bir insanın diğerine zarar vermesinin tek bir nedeni olsaydı; saldırganlığın bir diğer insana aktarılması derdim. İnsanlar çoğu zaman öfke, üzüntü, kıskançlık, pişmanlık gibi olumsuz duyguları sağlıklı yaşamakta zorlanır. Bu olumsuz duygular olumsuz şekillerde harekete geçmemize neden olabilir. Diyelim ki birine...
  • Mezarlıklar paralı olur mu?

    29 Ocak 2025 Köşe Yazıları

    Bugün asıl tartışmanın mezarlıkların idaresinin ve hizmetinin hangi belediye tarafından yapılacağı değil, önümüzdeki günlerde mezar yerinin parasıyla alınıp alınmaması üzerine olması gerekir. Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi toplantıları bu dönemde daha çok dikkatimizi çekmeye başladı. Yeni bir idare anlayışı Vezirköprü'de olduğu gibi Samsun Büyükşehir'de de yaşanıyor. Her iki belediye için de başkan değişiklikleri idare anlayışlarını da değiştirecekti, değiştiriyor da. Samsun'un Büyükşehir Yasası'na girmesiyle birlikte idari anlamda bi...