logo

Tatil Sürecini Nasıl Değerlendirmeliyiz?


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Yoğun ve yorucu bir eğitim yılının ardından tatil sürecine girdik. Dönemin yoğun ve yorucu olmasının nedeni pandemiden kalan birikmiş enerjinin bazen ertelenmiş çalışmaların ve edinilmiş alışkanlıkların okula uyumu zorlaştırması oldu.
Yine de tüm bunlara rağmen uyum sürecine genel olarak girildi ve dönem bitirildi.
Şimdi bizi güzel bir tatil süreci bekliyor. Okul dönemi çocuklar ve veliler için zorlayıcı olsa da tatil dönemi de hem çocuklar hem veliler için belirsizlik oluşturabiliyor.
Çocukların gün içinde neler yapacağı, ailelerin sürekli takipte olma durumu, sosyalleşme ihtiyacıyla birlikte teknolojiye ayrılan zamanı kontrol etmekte zorluklar oluşabiliyor. Yaşanan zorluklardan birisi de aile içinde sorumlulukların dengelenmemiş olması olabiliyor.
Örneğin anne ya da babadan birinin, genelde anne oluyor, çocukların çoğu sorumluluğunu tek başına üstlenmesi, babanın kendini çocuklarla ilgili sorumluluklarda geri planda bırakması annelerimizin tükenmişlik yaşamasına neden olabiliyor.
Babanın otoritesini annenin yoğun ilgisini psikolojik olarak sağlıklı bulmakla birlikte çocuklarla ilgili konularda eşlerin ortak karar alıyor olması, bu kararlara uyulmadığında eşlerden birinin tek başına işleri yoluna koymaya çalışması çocuklar için de kurallara uymayı zorlaştırıyor.
Babalar gününü kutladığımız şu günlerde, baba olmanın ailede güçlü bir figür olarak yanımızda olmasıyla birlikte, dinleyen, çocuklarına ve eşine zaman ayıran, iş yoğunluğu fazla olsa bile yaptığı işi ve bazen işyerini paylaşan, duygularını dengeli yaşamaya dikkat eden birisi olması çocukların yaşam stili oluşturmasına katkı sunuyor.
Çocuklarımızın bağımsız zaman geçirebileceği tatil sürecinde, kontrol anne babaya kalıyor. Akrabaları ziyaret etmiş olsak da hatta işte çalışanlar çocuklarını emanet edebilecekleri ya da tatili geçirebileceği farklı ve uygun bir ortam bulmuş olsa bile gün içinde neler yapıldığı sorulmalı, evde izin verilmeyen kurallar tatil sürecinde esnetilse bile sınır yine konulmalıdır.
Örneğin çocuk babaanne, anneanne ya da başka bir yakının yanında kalıyor olsa bile ailenin çocuğa sınırlandırdığı durumlar tatil sürecinde de geçerli ve bakımından sorumlu olan kişinin de buna dikkat etmesi gerekiyor.
Genelde okul zamanları, sınav dönemleri özellikle, “Sen yeter ki ders çalış, hiçbir şeye dokunma” gibi söylemlerde ailelerimiz bulunabiliyor. Bu durum sınav dönemi için de geçerli olmuyor. Çünkü çocukların zamanı dengeli kullanmasının önüne geçiyor.
Tek yönlü varlıklar olmadığımız için okul dönemi sadece ders çalışmak mümkün olmadığı gibi tatil dönemi de sadece tatil yapmak mümkün olmuyor.
Çocukların hayatla iç içe olabilecekleri, ilgi isteklerine zaman ayırabilecekleri, kitap okuyabilecekleri aileye yardımda bulunabilecekleri hatta Part Time çalışabilecekleri (yine ailenin kontrolünde) bir zaman dilimi oluşturulabilir.
Tatil sürecinde edindiğimiz alışkanlıkları da gözden geçirmekte de fayda var. Alışkanlıklar hayatımızda öylesine etkili ki tatil sürecinde kaybettiğimiz günlük rutinleri dönüşte eski haline kavuşturmakta da zorlanıyoruz.
Tatil sürecinin ilk haftaları okulun bitişi olarak rahat bir dönem olarak geçebilir. Sonrasında ise rutinler tekrar oluşturulmalı, çocukların nelere nasıl zaman ayırdığı takip edilmeli, kendimizin ve çocukların neye ihtiyacı olduğu bu ihtiyaçlar şu an karşılanamıyor olsa bile değerlendirilmeli ve bu görece daha rahat zaman diliminde çocukların üretkenliği, yaratıcılığı ve özgüveni desteklenmelidir.
Unutmayalım ki süreçte aksamalar, sorunlar, işin içinden çıkılmayan durumlar olabilir, işlerin sürekli yolunda gittiği durumu bekleyemeyiz.
Sadece hatırlamamız gereken kontrolün aileler olarak bizde olduğu, çocuklarımıza kendi hayatının sorumluluğunu alma konusunda cesaretlendirmemiz gerektiğidir.

Share
1276 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

6+10 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yer seçimi oldukça önemli

    19 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    TOKİ için seçilen ve Cezaevi'nin yan tarafında kamulaştırılacak alanın İlçe Merkezi'nden oldukça uzakta olduğunu kaydeden vatandaşlar, daha iyi bir seçim yapılabileceğini  iddia ediyorlar. Yapılması planlanan Emniyet Müdürlüğü ve Hükümet Konağı yeni binalarının da eski hastane arsasına yapılmasına sıcak bakmadılarını da ekliyorlar. Vezirköprü'de yapılması planlanan işlerin özellikle yerleri tartışılmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Vezirköprü Belediye Başkanı Murat Gül'ün TOKİ'nin yapacağı konut sayısının artacağı açıklamasının ardından ...
  • Ailem Yaşlanıyor

    15 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    İnsanlar için en zor duygulardan biri de, yaş aldıkça vücudun belli fonksiyonları gerçekleştirirken zorlanmasıdır. Bunu kabul etmek de bir yas süreci yaşamak anlamına gelir. Vücuttaki değişikleri kabul etmek, ölüme hazırlanmak, arkada bıraktıklarımıza bakmak bir hesaplaşma içerir. İyi bir hayat yaşadım mı, sorusuna verilen cevap evet olduğunda yaşlılık daha kolay kabul edilirken, iyi bir hayat yaşamadım cevabı kızgınlık, üzüntü, umutsuzluk gibi olumsuz duyguları hissettirebilir. Etrafımızdakilerin yaşlandığını görmek de bir o kadar zordur. Ken...
  • Güzelleştirmek zor değil

    12 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    Vezirköprü'nün ulaşım ağının genişleyebilmesi için bir adımın daha olduğunu ise  yıllardır iddia ediyoruz. Bu da Vezirköprü'nün Havza'ya demiryolu bağlantısının yapılmasıdır. Yahya Kemal Beyatlı, "Ankara'ya gitmenin en güzel tarafı İstanbul'a geri dönmektir." demiş. Vezirköprü'den ayrılıp farklı bölgelere gitmek, görmek, insanların hayatlarında bizimkinden farklı olanları bulmak ve yaşamlarını güzelleştirmek için ortaya koyduklarını seyretmek gerçekten güzel. Aklımızdan çıkmayan Vezirköprü'yü gittiğimiz yerlerle kıyaslamak; artılarını ve...
  • Bedenimizi Algılama Şeklimiz Hayatımızı Nasıl etkiler?

    08 Kasım 2025 Köşe Yazıları

    Bedenimiz dünyayla kurduğumuz somut iletişim aracımızdır. İnsanın gelişim dönemleriyle birlikte, beden algısının beslendiği noktalar da değişir. Bebekler ağız yoluyla dünyayı anlamaya çalışırlarken, bebeklikten çocukluğa geçişte artık anneden bağımsızlaşma sürecimizde tuvalet alışkanlığını kazanarak devam ederiz. Çocuklukta kendi bedenimizi algılama şeklimiz yakın çevremizin bize yönelik ilgisiyle şekillenir. Yani yakın çevre bizi eleştirmiyorsa biz de kendi bedenimize karşı eleştirel olmayız. Ergenlikte bedeni algılama şeklimiz daha popüler ol...