logo

Bazı Aileler Problem Çözmez


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com
Aile birlikte güçlü bağlarla yaşamı sürdürmek olsa da bazı ailelerde aile üyeleri birbirlerine destek olmaz. Hayat problemlerin çok kolay oluşabileceği eğer gereken zamanda bakılırsa kolay da çözümleneceği bir yerdir. Nasıl bir hastalığın büyümesini ilk zamanlar fark edip önlem alabiliyorsak hayatımızdaki diğer problemler için de buna başvurmak önemlidir.
Aileye, sorunları çözme noktasında ilk sorumluluğu veririz çünkü çocuklar korunmaya muhtaçtır. Çocuklukta üstesinden gelemeyeceğimiz bir durumu yetişkinlikte gücümüz olsa dahi başarılmayacak olarak algılayabiliriz. Çocuklukta öğrendiklerimiz tüm hayatımızı etkileyebilir.
Örneğin; çocuk okulda bir uyum problemi yaşıyorsa aile bunun üzerinde durmayıp olayı basitleştirirse (İnsan kendini çok kolay da ikna edebilir bir varlıktır) çocuğun yaramaz, pasif, çekingen gibi etiketler almasına neden olabilir. Etiketlerden kurtulmak zordur.
Bazı ailelerde ise kendi yaşam döneminden yola çıkarak çocukların şu anki durumlarını belirlerler. Halbuki iki yetiştirilme tarzı çok farklıdır ama anne babalar kendilerine verilmeyeni çocuklardan kısabilirler. Üstelik çoğunlukla imkanları olduğu halde. (Bunu sadece maddi olarak değerlendirmemek gerekir, zaman geçirmek bile bazen yapılmıyor)
Bazen de çocuğun ya da eşin hiçbir problemle gelmiyor oluşu kişileri memnun eder. Her şey yolunda gibi gözükür. Acaba öyle midir? Hepimiz biliriz ki bazen en küçük durumlar bile bir probleme dönüşebilir. Bunların paylaşılmaması ilerde kopukluklara, üstesinden gelinemeyecek problemlere neden olur. Aile içinde kurallı ama o kurallar içinde özgür alanın olması önemlidir. Bu özgürlükten biri de duygu düşüncelerin ifade edilmesidir.
Ailedeki üyeler problem çözerlerken birbirlerine otorite kurmaya çalıştıklarında da çatışmalar oluşur. Bu çatışmalardan kaçmak için problemden kaçınılır ya da gizli bir şekilde çözülmeye çalışılır. Örneğin; çocuk arkadaşıyla olan bir sorunu anlatır aile de çocuğun o arkadaşıyla görüşmesini istemez. Çocuk bir sorun anlatırsa kendinin de olumsuz bir yaptırım alacağını düşünür ve anlatmamayı öğrenir.
Ailelerin geçmişteki travmatik yaşantılarından aldıkları yaralar devam ettiğinde de kişiler tekrar birbirlerini yaralamamak adına ve gerçekten nasıl olacağını da bilmedikleri için problem çözemezler. Örneğin şiddet uygulayan bir baba tarafından büyütülen bir çocuk, yetişkin olduğunda babayla sağlıklı zaman geçirmekte zorlanabilir.
Bir sorun ortaya çıktığında, biz bu sorunla ne yapabileceğimize bakarız. Sorunu anlamaya üstesinden gelmeye çalışırız. Bazen bizim yapabileceğimiz pek bir şey yoktur bekleriz ya da oluruna bırakırız. Sorunlarla nasıl baş edeceğimizi öğrendiğimiz ilk yer ise ailedir. Bebeklikten itibaren, yanımızdaki kişilerin davranışlarını söylemlerini, düşünce yapısını alarak büyürüz. Yetişkin olduğumuzda da eğer yeni becerilerle kazanmıyorsak ailenin kullandığı problem çözme yöntemine başvururuz. Çoğu şey değişiyor ve aileler de bu değişimde kendilerini bilinçlendirmek zorundalar. Hayat bir mücadele olmanın yanı sıra; şefkat, sıcaklık, keyifli öğrenme alanı olabilir.

Share
163 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

3+10 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Ayıp olmasın!

    27 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Psikolojide birey kavramını çokça kullanıyoruz. Birey olmak hayatımızın kontrolüne sahip olmak ve dünyaya hani potansiyelle geldiysek onu gerçekleştirme uğraşlarımızı içeriyor. Bu kitabi tanım her zaman gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü biz dünyaya bazen ailemiz yalnız kalmasın diye bazen ebeveynlerimizin çocuk sahibi olma yaşı geldiği için de gelebiliyoruz. Her zaman değil ama çoğu zaman kendi isteklerimizden çok topluma uyum sağlamış olmayı tercih ediyoruz. Çünkü uyum sağlamak yaşamı kolaylaştırıyor bizi diğer insanlara yakınlaştırıyor. Diğer ...
  • Çok vaktimiz olmasa da, fırsat vermeliyiz!

    24 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    “23 Nisan, Türkiye için milli tarihin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır.”                                                                                                                         M. Kemal Atatürk.. İlçede siyaset hemen her gün yeni bir gündemle çalkalanırken günlük olayların etkisi uzun sürmüyor. Geçtiğimiz günlerde yaşana fırtına olsun, Tokat merkezli depremin ilçede hissedilmesi olsun, ya da Vezirköprü'de rastlanmayan molotoflu saldırı olsun etkisini kısa sürede kaybetti. İnsanların asıl konuştukları ya da konuşmayı...
  • Ergenlik Dönemini Anlamak

    20 Nisan 2024 Köşe Yazıları

      “Ergen” kelimesi sanki biraz olumsuz çağrışımlar taşıyormuş gibi dursa da büyüme anlamına gelir ve çocukluktan çıkışı, yetişkinliğe atılan adımı temsil eder. Kızlarda 10-11 yaş itibariyle erkelerde ise 11-12 yaş itibariyle ergenliğe adım atılır. Kişiden kişiye daha erken ya da geç olabilir. Çocukta biyolojik değişikliklerle birlikte duygusal değişiklikler de görülmeye başlar. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğundan birey ne tam çocuk olabilir ne de tam bir yetişkin. Bireyin kendini anlamaya, dış dünyaya karşı duruşunu belirlemeye ba...
  • BAZI PARTİLER UZATMALARI MI OYNUYOR?

    17 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Bir Filozof şöyle söylüyor; “Güneş batarken gölgeler uzar” Son yerel seçimlerin bize bazı hatırlatmaları oldu. Geçmişte de önü alınamaz partiler vardı. Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Ecevit'in DSP'si gibi. Anavatan Partisi bir yerel seçimde Türkiye'de birçok belediyeyi kaybetti. Hatırladığıma göre Karadeniz'de sadece Vezirköprü  (rahmetli Bekir Hoca) kalmıştı. Yine sağın en güçlü partilerinden rahmetli Demirel partisinin başına ne yediği belirsiz Tansu Çiller gibi biri getirildi. Bu hanım partiyi de, ülkeyi de hatta siyaseti de kirle...