Son Dakika
Yeni hükümetten ve Devlet planlamadan beklediğimiz; Yatırımların Büyükşehirlerde Toplanmasını Önleyiniz!.. 18 Haziran 1972 Pazar
25 Köykent Projesine 430 milyon dolar… Vezirköprü İkinci Bölümün İlk Sırasında 16 Haziran 2002 Pazar
Samsun Milletvekili Hüseyin Özalp Fabrika sorunumuzu Meclise getirdi: “Orman Bakanlığı Vezirköprü Fabrika Projesine Sahip Çıkmıyor” 11 Haziran 1972 Pazar
Vezirköprü bu sefer bari uyumamalı: 200 Meslek Okulu; Yüksekokul Oluyor!.. 9 Haziran 2002 Pazar
Seyirciler, oyları ile A.Narlı’yı birinci seçtiler Halk Oyunları Birincisine Jüri: Yukarı Narlıyı Seçti 4 Haziran 1972 Pazar
Samsun’a gelen Turizm Bakanı Taşar, Lâdik Akdağ’ın turizme açılacağını söyledi…Akdağ, Bakanlar Kurulunda… 2 Haziran 2002 Pazar
Geçen hafta, yani 17 Nisanda Köy Enstitülerinin 82. Kuruluş yıl dönümüydü. Köy Enstitülerini anlamayı ve kuruluş yıl dönümlerinde yazılar yazarak o güzelim eğitim kurumu’nu anmayı çok severim.
Çünkü Köy Enstitüleri Türk ulusunun kurtuluşunu sağlayacak eğitim sistemlerinden biridir.
İşte Türkiye’nin ve Türk halkının sömürülmesinden kurtaracak, adam gibi yaşamamızı sağlayacak bu eğitim kurumunu düşmanları yaşatmamıştır.
İsmet İNÖNÜ ve Köy Enstitüleri’nin kurucularından eğitim bilimci rahmetli İsmail Hakkı TONGUÇ’tan birer anekdotla konuyu bağlamaya çalışayım.
İkinci Dünya Savaşı başlamış, dünya ve Türkiye ateş çemberi içinde bir felaketle karşı karşıyadır.
Yıl 1940 yılının ilk aylarıdır. Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL’i çağırır ve sorar;
Köy Enstitülerinin kurulması ne aşamada?
Hasan Ali YÜCEL, “savaş nedeniyle ilgilenemedik” cevabını verir.
İNÖNÜ, KAŞLARINI ÇATAR, SİNİRLİ BİR ŞEKİLDE;
Ne yani, savaş var diye bu halkın çocuklarını eğitmeyecek miyiz? der.
Ve 17 Nisan 1940 tarihinde Köy Enstitüleri yasası kabul edilir.
Köy Enstitülerinin kurucularında eğitim bilimci İsmail Hakkı TONGUÇ’tan da şöyle bir anekdot;
“Elimde olsaydı tüm dünya okullarına insanın insanı sömürmesi diye bir ders koyardım”
EMEKLİ İKRAMİYELERİ
Emekli ikramiyelerinin zammının ne olduğunu da Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Çatalcalı bir çiftçiyle arasında geçen konuşmadan bir kısa özet alarak anlatmaya çalışacağım.
ATATÜRK; Şoförü ve arabası ile Çatalca’nın köy yolundan giderken tarlada çift süren bir çiftçinin boyunduruğun bir tarafında öküz diğer tarafında ise eşek koşuludur.
ATATÜRK; Arabayı durdurur. Çiftçiye yaklaşır, selam sabahtan sonra çiftçiye sorar;
Öküzün yanına neden eşek koştun, eşek sabanı çekebilir mi? der.
Çiftçi, tabi ATATÜRK’ü tanımaz. Soruya cevap verir. Vergi borcumu ödeyemedim, vergi tahsildarı, öküzü vergi borcuma karşılık alıp götürdüler.
“Benim, öküz şimdi sucuk pastırma olarak sizin gibi zengin beylerin yemek masasındadır, sanırım” der.
Bu anekdottan yola çıkarak bizim emekli ikramiyelerinin zammı Hülya AVŞAR ve Bülent ERSOY’un iftar sofrasında mı acaba?!!…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
22 Haziran 2022 Köşe Yazıları
22 Haziran 2022 Köşe Yazıları
22 Haziran 2022 Köşe Yazıları
15 Haziran 2022 Köşe Yazıları