Son Dakika
Olumsuzlukları gördükçe, düşündükçe insanın içi sızlıyor.
Yılan hikayesi gibi. Vezirköprü’nün girişine yıllar önce inşaatı başlayan, ayrıca deprem fay hattı ve heyelan mıntıkası olduğu için toprak kazı ve taşıması, ayrıca müteahhidi devletle dalga geçer gibi inşaatın başlı bırakılması, bununla da yetinmeyip monte edilen malzemeyi söküp 12 tırla İstanbul’a devlete kafa tutarak götüren güçlü zatı düşündükçe insanın içi sızlıyor.
“Havza-Vezirköprü-Durağan yolunun projesi yapıldı, inşaat ihale yapılacak” denileli aradan bilmem kaç yıl geçti. Ortada ne proje, ne yol inşaat ihalesinin olmadığını düşündükçe insanın içi sızlıyor.
Kunduz’a inşası başlayan gençlik spor kamp merkezinin inşaat alanına kar yağınca, baraja döndüğünü görünce insanın içi sızlıyor.
Samsun’un belli başlı ilçelerinin birer ikişer organize sanayi sitelerinin faaliyette olduğunu, Vezirköprü’de ise sadece lafının yapıldığını, ilgilenmesi gerekenlerin ise resimli şovun ötesinde bir iş yapmadıklarını görünce insanın içi sızlıyor.
Alaçam-Vezirköprü ulaşımının yeniden başlayıp, Alaçam ve köyleri ile ulaşımın yeniden sağlanıp Vezirköprü’nün eski canlılığına kavuşacağı umudunu Devlet yetkililerinin verdiği söz üzerine 30 yılı aşkın süredir umutla beklediğimizi düşününce insanın içi sızlıyor.
Rahmetli Kemal KAYALIOĞLU’nun temelini de atarak bağışladığı huzurevinin yetkililer tarafından tamamlanarak bir gün Vezirköprülülerin hizmetine sunulacağını umutsuzca bekledikçe insanın içi sızlıyor.
Atatürk’ün, Kurtuluşun Cumhuriyetin başkenti Ankara olmak üzere tüm Anadolu’nun içinin boşaldığını gördükçe insanın içi sızlıyor.
Geçenlerde çıkan haberlerden öğrendim, TCMB (Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası) önümüzdeki dört ay içinde İstanbul’a taşınacağını öğrenince insanın içi sızlıyor.
Çeşitli kurumlar zaten daha önce İstanbul’a taşınmıştı. Başkan ve vezirler için saray çok, onlar da bakarsın bir gecede taşınıvermişler İstanbul’a, bunları düşününce insanın içi sızlıyor.
TBMM’nin zaten yetkisini aldılar, danışma meclisi haline geldi. İstanbul’a taşınsa da olur, taşınmasa da; düşündükçe insanın içi sızlıyor.
Geçenlerde bir arkadaş yazmış “Sağlık Bakanlığında Daire Başkanı” birisi için “Vezirköprü ile neden ilgilenmiyor?” diye.
Yahu Bakanlık mı kaldı, müsteşarlık, genel müdürlük, daire başkanlığı mı kaldı? Rejimin değiştiğini bilelim artık!…
TBMM, seçtiğimiz milletvekilleri, bakanlar geçin bunları, her şey başkan!..
İşte bunları düşündükçe insanın içi sızlıyor.
Türkiye’de sanayi yok, tüm gücümüzü tarıma vermemiz gerekirken, toplumu tarımdan kopardık, İstanbul’a topladık.
Tüm bunlar yetmedi. Şimdi de “Kanal İstanbul” projesi ile Trakya’yı İstanbul’dan koparacağız. İstanbul’u tehlikeden tehlikeye atacağız, yandaşa rant sağlamak için gözümüz hiç bir şey görmüyor.
Bunları dinledikçe insanın içi sızlıyor.
Türkiye’nin tahıl ambarı olan Konya, Kayseri, Çorum gibi tüm tarım alanları boşalıyor. Halk İstanbul’a akın ediyor. Hatta “GAP” bölgesine gerekli yatırım yapılmıyor.
Tarımdan umudunu kesen halk İstanbul’a akıyor. Devlet yöneticileri de uyguladıkları politika ile buna çanak tutuyor.
İşte, bunları düşündükçe insanın içi sızlıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Ekim 2024 Köşe Yazıları
28 Eylül 2024 Köşe Yazıları
25 Eylül 2024 Köşe Yazıları
21 Eylül 2024 Köşe Yazıları