logo

Kendi iç sesimize inanmayı ne zaman bırakırız?


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

İç sesimiz bizim için neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veren, bunu bize iyi şekilde hizmet etmek için yapan adeta bir yöneticidir. Tabii bir de dış sesler var. Ailemizin sesi, toplumun sesi, bazı kurallar veya değişen durumlar. İç ses sadece o insana özgüdür ve her insanın iç sesi kendine farklı şeyler söyler. Örneğin “Doydum, artık yememe gerek yok, o kişiyle aynı ortamda bulunmak istemiyorum” gibi.
Çoğu köklü davranışın temelleri çocuklukta atıldığı gibi iç sese inanmak da çocukluk yaşantımızda oluşur. Çocuk onu yetiştirene muhtaçtır ve onu yetiştirenin söylediği şeyleri doğru olarak kabul etmek ister, yoksa dünyayla baş etmek zordur. O yüzden ailelerin çocuklarını, çocuğun iç sesinin yanlış olduğuna dair algılar oluşturmadan büyütmeleri önemlidir. Örneğin çocuk için bir ders zorsa zordur. Kolay ama aslında sen çok uğraşmıyorsun gibi cümleler çocuğa yanlış hissediyorsun demek gibidir. Olumsuz durumlarla ilgili konuşmak işleri kötüleştirmez. Çocuğun tüm arkadaşlarıyla iyi geçinmesine, öğretmenin her dediğini çok dikkatli dinlemesine gerek yoktur. Bunlar fazla genellemedir ve çoğu çocuk bu gibi durumlara uyum sağlamak için çabalar, yorgun düşer ve bırakır. Halbuki herkes için olumlu ve olumsuz durumları hissetmek için alan olduğu gibi önemli ve yeterince önemli olmayan durumlar vardır.
Çocuklarda o kadar çok duyguyu reddederiz ki. Aileler bunu işler çözülsün diye yapar ama uzun vadede işler daha zorlaşır. Yanlış hissettiğimizi düşünmek hayatımızdaki en tehlikeli şeylerden biridir. Çünkü yanlış hissetmeyiz. Hislerimize güvenmemeye başladığımızda kendimize yalan söylemeye başlarız. Hani bizim için bir şeyin iyi olmadığı, bunu bizimle birlikte herkesin fark ettiği ama kendimize “aslında sadece şu an böyle ilerde daha güzel olacak “ gibi yalanlar söylediğimiz durumlar gibi. Birisi bize yalan yanlış konuştuğunda bunu kısa zamanda fark edebiliriz ama kendimize yalan söylediğimizde bunu fark etmek yıllar alır.
İç ses hayatımızda adeta bir yönetici gibi çalışır demiştim. İyi yöneticiler; daha iyisi için uğraşır, değişiklikleri takip eder, kabul eder, çoğu olumsuz duruma çözüm bulmaya çalışır, küçük aksaklıkları hoş görür kendisine eleştirilerin olacağını bilir. İç sesimiz de tam olarak böyledir. Hayatımızdaki değişikliklere uyum sağlamaya çalışır, bazen eleştiri alsa da genel olarak bizi memnun etmeye çalışır. Tabi iç sesimizi görmezden gelmemişsek, diğer görüşlerin daha iyi bizim yanlış olduğumuzu varsaymamışsak. Kısaca iç sesimize imkan verip onu yönetici yapmışsak.
İç sesini kaybetmiş o kadar çok insan var ki. İyi olduğunu düşündüğü bir konuda çok çalışsa da başaramayacağını düşünen, değerini diğer insanların kendine olan davranışlarına göre belirleyen, kendiyle diğerlerinin yaşantısını kıyaslayan, kendine çok acımasız davranan çok fazla insan var. Böyle durumlar olduğunda tekrardan iç sesimizi kazanmak zaman alacaktır. Kendimize daha şefkatli yaklaşmak, yanımızdakilerin duygularımıza bizi suçlamadan yaklaşması, inişler ve çıkışlar olduğunu bilmek önemlidir.

Psikoterapi, insanlara kendi iç seslerini duymaları için yardım sunan bir ruh sağlığı hizmetidir. Bu, bir insanın kendi kurtuluş mücadelesini vermesi ve özgürlüğe kavuşması gibidir.

Share
492 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuğum Beni Çileden Çıkarıyor, Dövmemek İçin Kendimi Zor Tutuyorum

    14 Haziran 2025 Köşe Yazıları

    Bazen çocuğunuza o kadar sinirlenebilirsiniz ki şöyle bi güzel pataklamayı aklınızdan geçirebilirsiniz. Sakın! Çocuğunuza biri el kaldırsa onun kapısına dayanırsınız. Şiddet çözüm sunmaz ve öğreticiliği yoktur, pişmanlık doğurur. Öfkeyi sakinleştirmenin farklı birçok yolu vardır. Çocukları dövmeden de durumu kontrol etmeniz mümkün. Öbür türlü çocuğunuz özgüveni kırılmış, bedeni zarar görmüş korkak veya hırçın bir çocuğa dönüşür. Çocuğumuz için yapabileceğimiz en iyiyi yapmaya çalışırız ve çocuğumuzun da bizim mücadelemizi görmesini, bizim için...
  • Karma OSB’de ilk kepçe müjdesi

    11 Haziran 2025 Köşe Yazıları

    Bu ilk kazma vurulduğunda Vezirköprü Karma OSB'de bu güne kadar yapıldığı söylenen ancak vatandaşın gözünde soyut olan işler bundan sonra ete kemiğe bürünecek. Ancak Keneviro firmasının konkordato talebi de yoğurdun üflenmesine neden olacaktır. Kurban Bayramını geride bıraktık. Bir önceki Gazetemiz çıktıktan sonra yapılan Belediye Meclis toplantısında Belediye Başkanı Murat Gül Bayram müjdesini verdi, ancak size aktaramadık. Yıllarca süren çalışmaların meyvesinin alınacağını Vezirköprü Karma Organize Sanayi Bölgesi'nde ilk fabrikanın yapı...
  • Kanmanın ve Kandırmanın Psikolojisi

    31 Mayıs 2025 Köşe Yazıları

    Manipülatör insanlar siz onların isteklerini yapmaya devam edin diye duygu sömürüsü yapabilirler. Örneğin, zor bir çocukluk geçirdiklerini söyleyebilirler. Bu sizin çözebileceğiniz mesele değildir. Yani birinin olumsuz çocukluk algısını ona istediği gibi davranarak düzeltemeyizi telafi edemeyiz. Bu ayrımları yapmamız çok önemli çünkü insan kendini de kandırabilen bir canlıdır.   Karşıdaki kişinin kendi çıkarlarına, farkında olmadan hizmet ediyorsanız ve bu durum sanki sizin iyiliğiniz için gibi gösteriliyorsa kandırılıyorsunuz demekt...
  • Turizm için İlçe Merkezi de işin içinde olmalı

    28 Mayıs 2025 Köşe Yazıları

    Burada altını çizmek istediğim en önemli konulardan birisi, Vezirköprü merkezde turizm açısından yapılması gerekenlerin ele alınmasında geç kalındığıdır. Geçtiğimiz hafta Ahmet Muştu ile görüşmemizde altını çizmemizin ardından, sohbetlerimizdeki başlıklardan birisi haline geldi TURİZM. Burada turizmin, İlçenin kaderini etkileyecek önemli bir alan olarak karşımıza çıkması önemli rol oynuyordu. Aslında herkesin aklında olan ve gelişmesi en kolay, aynı zamanda da zor olan bir alan olması bir yana turizm Vezirköprü için olmazsa olmaz görülen b...