logo

Kendimizi Diğerleriyle Karşılaştırmak: Kıyaslamak


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com
Hepimizin yaşantısı kendine özeldir. Kişilerin birbirinden haberdar olduğu kaynaşmış toplumlarda ise diğer insanların hareketleri ister istemez değerlendirilir, örnek alınır veya eleştirilir. Diğerlerinin yaşantılarından kendi hayatımızı değerlendirdiğimizde ise çoğu zaman yetersizlik duyguları hissedilir.
Kendimizi kimle kıyaslarsak kıyaslayalım bazen bazı yönlerimiz diğerlerinden daha iyidir bazı yönlerimiz ise diğerlerinden daha az iyidir. İnsanların özellikleri birbiri arasında yarış değildir. Kıyaslama genelde geride kalmış hissettirir.
Burada dikkat edilmesi gereken ise kendi ihtiyaçlarımıza odaklanmaktır. Kendi ihtiyaçlarının ne olduğunu bilmeyen birisi daha kolay olumsuza sürüklenecek ve diğerlerinin yaşantıları kendisine daha cazip görünecektir.
Kendi yaşantısı ise zaten kendi kendine ihtiyaçlarını karşılamayıp mutlu olmadığı için yeterince iyi gelmez kişiye. İlla bir tatil, bir alışveriş, bir yardım olmayabilir ihtiyaç. Seni anlayan birisi, iyi hissettiren şeyler, farklı bir ortam bile bir ihtiyaç olabilir. Bu ihtiyaçlar kişiye göre çeşitlenebilir.
Özellikle sosyal medyadan diğerlerinin yaşantılarına tanıklık ediyoruz. Genelliklede en iyi yönlerini görüyoruz. Bunları görürken de büyük ihtimal oturduğumuz soluklandığımız ya da sıkıldığımız bir  zaman diliminde olabiliyoruz. Çünkü insanlar meşgul olduklarında, çok üzgün olduklarında ya da çok mutlu olduklarında diğerleri ne yapıyor diye daha az merak ediyorlar.
Hepimizin yaşantısı kendine özel derken aslında şu anlama da geliyor: senin isteklerini gerçekleştirme zamanınla bir başkasının zamanı aynı olmayabilir. Senin şartlarınla diğerlerinin şartları farklı olabilir, bu değişmez değildir.
Diğerlerinden haberdar olmak zararlı bir şey değildir ama kendi yaşantımızın olumsuzluklarını sürekli sorguluyor olmak psikolojik rahatsızlıkları tetikler. Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değer midir diye düşünebilirsiniz. O zaman şu şekilde sorgulamak gerekir.
Burada hangi duyguyu yaşıyorum, neden bu duyguyu hissettim, neye ihtiyacım var gibi devam edebilir. Kendimizi şu kişinin yaşantısı ne güzel, hayatımdan nefret ediyorum gibi kesin yargıların içinde bulursak bunun bir sorgulama olmadığını ve çözüm sunmadığını kendimize hatırlatabiliriz.
Örneğin “Öfkeliyim neden?” diye sorarsak her olumsuz duygunun getirdiği harekete geçme durumunu da anlayabiliriz.
Kısaca hiçbir çocuğun, hiçbir çalışanın, hiçbir çiftin diğerleriyle kıyaslanması hoşuna gitmez. Siz de kendinize bunu yapmayın, ihtiyacınıza odaklanın. Bizi olumsuza sürükleyecek düşüncelere değil bizi güçlü hissettirecek düşüncelere ihtiyacımız vardır.

Share
1145 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Duygusal İlişkiler

    15 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    İlişkilerin çoğu insanlar birbirini artık sevmedikleri için değil, birbirlerine uyum sağlamakta zorlandıklarından bitiyor. Çünkü bir ilişkiyi sürdürmek demek, ilişkiyi öncelik almayı gerektiriyor. Bunun yanında hayatın diğer alanlarını da (aile, çalışmak, arkadaşlık ilişkileri vs) gözetmeyi içeriyor. Böyle olmadığı durumlarda çiftler birbirlerinden ya uzaklaşmaya başlıyorlar ya da birbirlerinden sıkılıyorlar. Haliyle ilişkiyi sürdürmek de zorlaşıyor. Çiftler birbirlerine ilk tanıştıkları zamandaki hisleriyle kalmıyor. Çoğunlukla ilk zamanlarda...
  • Göç Vezirköprü’nün kaderi mi?

    12 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    Tarım ilçesi olarak geçen Vezirköprü'de tarımdan istediğini alamayan ya da inşaattaki gelirin yüksekliğinin yanında tarımın gelirini beğenmeyen birçok gencimizin başta inşaat olmak üzere göç ettiğine bir süre sonra da önemli kısmının ailesini de götürdüğüne şahitlik ettik. Vezirköprü nüfusu her geçen yıl azalmaya devam ediyor. Genel olarak vatandaşlar bu nüfus azalışını göçe bağlayarak Vezirköprü'de göçün durdurulması gerektiğini söylüyorlar. (Göçün iyi olduğunu iddia edenler de var.) Türkiye büyüyor aynı şekilde nüfusu da artıyor. Samsun ...
  • İçe kapanık çocuğuma nasıl yardım edebilirim?

    08 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    İçe kapanıkla içe dönük ayrımını yaparak başlayabiliriz. İçe kapanık çocuklar sosyal ortamlarda sürekli olarak kaygı yaşayabilirler. İçe dönüklük ise bir kişilik özelliğidir. İçe dönükler sosyalleşmeyi tercihen istemezler, içe kapanıklar ise sosyal çevrede zorlanırlar. Aileler çocuklarının doğal olarak içe kapanık olmasından endişe duyarlar. Ne olduğunu anlamaya çalışırlar. Çocuğa nasıl davranması gerektiğiyle ilgili bol bol nasihatte bulunurlar. Çocuk kendini ifade etmekte zaten zorlandığından ailenin ondan beklentisi de bir performans kaygıs...
  • Halit Doğan’ın 2 müjdesi gerçek mi?

    05 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan'ın Vezirköprü'de 2025 yılı içerisinde iki önemli projenin başlayacağını müjdelediği iddia ediliyor. Hatta ilçeleri gezen Doğan'ın Vezirköprü'ye gelerek burada bu projeleri anlatacağından bahsediliyor. Bölgede yerel seçimlerin sonucunda değişen belediye başkanlıkları aynı zamanda farklı yönetim anlayışlarını da beraberinde getirdi. Vezirköprü için de hem İlçe hem de Büyükşehir Belediye Başkanı değişiklikleri aynı şekilde oldu. Vatandaşların yeni yönetim biçimlerine alışmaları zaman alsa da,...