logo

KORONAVİRÜS GÜNLERİNDE İŞÇİLER VE İŞVERENLER HANGİ HAKLARDAN FAYDALANABİLİRLER?


Murat Gül
avukatmurat55@gmail.com

Koronavirüs nedeni ile oluşan hastalık insanların yaşam kalitesini oldukça düşürmüştür. Bu hastalık insanlarda ağır semptomlara neden olmakta hatta bunun ötesinde ölümcül sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir.
Hastalığın bu denli olumsuz neticeler ortaya çıkarması dünya kamuoyunu alarma geçirmiş durumdadır. Devletler genel olarak olağanüstü hal durumunda birtakım önlemler almışlardır. Hatta bazı ülkelerde sokağa çıkmak dahi yasaklanmıştır.
Dünyadaki tüm ülkelerin yanında bizim ülkemizde bu hastalıkla mücadele edebilmek ve bu hastalığı en az hasarla atlatabilmek amacı ile birtakım tedbirler almıştır. Bu tedbirler sağlık açısından hayati önem taşımakla beraber sosyal yaşamda da bazı sıkıntıları beraberinde getirmiştir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi hastalık nedeni ile devletimiz birçok önlem almıştır. Bu önlemler sosyal hayatta ve özellikle iş hayatında bazı aksamalara neden olmuştur. İşçi ve işverenler iş hayatında yaşanan bu aksamalarda neler yapmalıdırlar, kanunun bu tür durumlarda hükümleri nelerdir bunların üzerinde durmak istiyoruz.
İşverenler böyle olağan üstü durumlarda, iş yerlerindeki faaliyetin azalması veya durması şeklinde bir durumla karşı karşıya kalırlarsa, 4857 sayılı İş Kanunu veya 4447 sayılı kanun gereğince şu tedbirleri ve önlemleri alabilirler.
İş yerindeki faaliyet durmuşsa 4857 sayılı yasanın hükmünde belirtildiği üzere, işveren çalışılmayan 1 haftalık süre için işçisine yarım maaş ücret öder. Bu bir haftalık süreçte işçi isterse iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Yani bu durumda işçi hem istifa etmiş hem de kıdem tazminatına hak kazanmış olur. İşçi ve işveren arasındaki sözleşme son bulmazsa ilk bir haftadan sonraki süreçlerde, işverenin işçinin ücretini ödeme veya sigorta primlerini yatırma gibi bir sorumluluğu yoktur. Bir haftalık sürenin sonunda çalışmaya geri başlanılmazsa, işveren de iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.
Yukarıda belirtilenler dışında, işçiler ve işverenler açısından daha isabetli olan bir yol vardır. 4447 sayılı kanun işverene kısa çalışma uygulaması konusunda bir imkan sağlamaktadır. Peki bu uygulama nedir kısaca anlatacak olursak şöyle ki: Genel ekonomik, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın iş yerindeki faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, iş yerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır. Bu şekilde iş yerindeki faaliyeti tamamen duran veya oldukça azalan işverenler, İŞKUR’A başvuruda bulunduklarında, gerekli şartların sağlandığı müfettişler tarafından tespit edilmesi halinde bu imkanlardan faydalanabileceklerdir.
İşçinin, kısa süreli çalışma ödeneğinden faydalanabilmesi için, kısa çalışmanın başladığı tarihte işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması gerekmektedir. Yani kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak ve son 3 yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigorta primi ödemiş olmalıdır.

Share
737 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

2+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Duygusal İlişkiler

    15 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    İlişkilerin çoğu insanlar birbirini artık sevmedikleri için değil, birbirlerine uyum sağlamakta zorlandıklarından bitiyor. Çünkü bir ilişkiyi sürdürmek demek, ilişkiyi öncelik almayı gerektiriyor. Bunun yanında hayatın diğer alanlarını da (aile, çalışmak, arkadaşlık ilişkileri vs) gözetmeyi içeriyor. Böyle olmadığı durumlarda çiftler birbirlerinden ya uzaklaşmaya başlıyorlar ya da birbirlerinden sıkılıyorlar. Haliyle ilişkiyi sürdürmek de zorlaşıyor. Çiftler birbirlerine ilk tanıştıkları zamandaki hisleriyle kalmıyor. Çoğunlukla ilk zamanlarda...
  • Göç Vezirköprü’nün kaderi mi?

    12 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    Tarım ilçesi olarak geçen Vezirköprü'de tarımdan istediğini alamayan ya da inşaattaki gelirin yüksekliğinin yanında tarımın gelirini beğenmeyen birçok gencimizin başta inşaat olmak üzere göç ettiğine bir süre sonra da önemli kısmının ailesini de götürdüğüne şahitlik ettik. Vezirköprü nüfusu her geçen yıl azalmaya devam ediyor. Genel olarak vatandaşlar bu nüfus azalışını göçe bağlayarak Vezirköprü'de göçün durdurulması gerektiğini söylüyorlar. (Göçün iyi olduğunu iddia edenler de var.) Türkiye büyüyor aynı şekilde nüfusu da artıyor. Samsun ...
  • İçe kapanık çocuğuma nasıl yardım edebilirim?

    08 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    İçe kapanıkla içe dönük ayrımını yaparak başlayabiliriz. İçe kapanık çocuklar sosyal ortamlarda sürekli olarak kaygı yaşayabilirler. İçe dönüklük ise bir kişilik özelliğidir. İçe dönükler sosyalleşmeyi tercihen istemezler, içe kapanıklar ise sosyal çevrede zorlanırlar. Aileler çocuklarının doğal olarak içe kapanık olmasından endişe duyarlar. Ne olduğunu anlamaya çalışırlar. Çocuğa nasıl davranması gerektiğiyle ilgili bol bol nasihatte bulunurlar. Çocuk kendini ifade etmekte zaten zorlandığından ailenin ondan beklentisi de bir performans kaygıs...
  • Halit Doğan’ın 2 müjdesi gerçek mi?

    05 Şubat 2025 Köşe Yazıları

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan'ın Vezirköprü'de 2025 yılı içerisinde iki önemli projenin başlayacağını müjdelediği iddia ediliyor. Hatta ilçeleri gezen Doğan'ın Vezirköprü'ye gelerek burada bu projeleri anlatacağından bahsediliyor. Bölgede yerel seçimlerin sonucunda değişen belediye başkanlıkları aynı zamanda farklı yönetim anlayışlarını da beraberinde getirdi. Vezirköprü için de hem İlçe hem de Büyükşehir Belediye Başkanı değişiklikleri aynı şekilde oldu. Vatandaşların yeni yönetim biçimlerine alışmaları zaman alsa da,...