Son Dakika
Yağınözü yolunda 197,500 mermi 79 tabanca ele geçti, 4 kişi gözaltında. Araştırılan şebekenin ele başları kim?… Komandolar Vezirköprü’de 14 Mayıs 1972 Pazar
Vezirköprü’ye eğitim alanında bir darbe daha… 273 öğretmen açığı var. Öğretmenler Vezirköprü’yü Neden Tercih Etmezler? 12 Mayıs 2002 Pazar
Televizyona davetiye yazısı gönderildi ve.. Halkoyunları Yarışması 3 Haziranda Yapılacak 7 Mayıs 1972 Pazar
Çok ağır, zor götürülen, kriz anında olanlar hariç… Sigortalı Hastaya Devlet Hastanesi Bakamayacak 5 Mayıs 2002 Pazar
Orman Bakanlığı İlyas Kılıç’a verdiği cevapla fabrikamızı anlatıyor: Fabrikamızdan Haber Var 30 Nisan 1972 Pazar
23 Nisan’ın 82. Yılını Kutladık!.. 28 Nisan 2002 Pazar
İlçemize özgü ürünlerin üçü için alınan patent önemliydi. Ancak, bu ürünleri hızla üretip satabilmek de bir o kadar önemli. Bunu yapamazsak tescilin bir anlamı kalmaz.
Başkan Edis, Tahtaköprü Kilimi ve Susuz Bezi için pazarlama ağı kuracaklarını, internetin burada önemli yer tutacağını söyledi. Bununla da kalmayarak, burada çalışanların istihdamlarının yapılacağını, sigortalarının da Belediye Şirketi üzerinde yatırılacağını aktardı.
Bu girişimlerle, Tahtaköprü Kilimi ve Susuz Bezi projelerinin yürüyeceğini görebiliyoruz.
Ancak ilk tescilli ürünümüz SEMAVER’de aynı durum olmadığını üretimde sıkıntı yaşandığını da aktardı Başkan Edis.
İlk hamlede 500, ikinci talepte 300 olmak üzere 800 semaver siparişinin Vezirköprü’deki semaverciler tarafından kabul edilmediğini, hazırlayıp veremeyeceklerini söylediklerini aktardı.
Bugün dünyanın geldiği noktada asıl sıkıntı pazarlamadır. Pazar bulduğunuz sürece, başka deyişle sattığınız sürece üretmek artık en kolay iş haline geldi.
Eğer yıllardır övünç kaynağımız olan ve yakın zamana kadar Havza’ya kaptırdık diye hayıflandığımız semaverin 800 adet üretimini kısa sürede yapıp veremiyorsak, ihtiyacı Havza karşılıyorsa, semaver zaten bizden gitmiş demektir.
Biz yine de Bayram tatiline biraz tebessümle girelim.
Tüccardan biri Fuat Paşa’nın parmağındaki iri tek taş yüzüğe bakıp duruyormuş, Fuat Paşa sorunca şöyle demiş:
“Paşam, bu taş sana kaç para getiriyor?”
“Hiç, ne getirecek?”
Adam gülmüş:
“Bende iki taş var, dede yadigârı, yılda elli altın getiriyorlar.”
“Ne taşı bunlar?”
“Değirmen taşı, paşam!”
Çok şey bildiğini sanan, her şeyi yalan yanlış anlatan adamın biri kahvede ahkâm kesiyormuş:
“Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a yalvarmış, ‘Allah’ım bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeceğim’, demiş. Duası kabul olmuş, bir kız çocuğu doğmuş, adını Ayşe koymuş…
Ama Allah’a verdiği söz var, kızı almış götürmüş, tam kurban edecekken, Azrail yanında bir keçiyle gökten inmiş, ‘Al, bu keçiyi kurban et, kızı bırak!’ demiş…”
Adam bakmış ki kimseden bir tepki yok, küçümseyerek, “Siz anlamadınız galiba!” demiş…
Biri dayanamamış, kalkmış:”Ulan, anlattığının neresini düzelteyim! Dua eden Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim. Kurban edilecek çocuk kız değil, oğlan, Hazreti İsmail… Gökten inen melek Azrail değil, Cebrail. Kurban edilen de keçi değil, koç! Hangisini düzelteyim!”
Mutlu bayramlar..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Mayıs 2022 Köşe Yazıları
18 Mayıs 2022 Köşe Yazıları
11 Mayıs 2022 Köşe Yazıları
11 Mayıs 2022 Köşe Yazıları