logo

PANİK BOZUKLUĞU KORONADAN DAHA HIZLI YAYILIYOR


Gülsüm Ceylan
gulsumcansiz1@hotmail.com

Seçici algılarımız ‘virüs, hastalık, karantina’ üzerinde sabitlenmiş durumda. Internette, sosyal medyada, mesaj gruplarında kara haberler dolaşıp duruyor. Gözümüz kulağımız bakanlıklardan yapılacak açıklamalara çevrildi. Belki de çoğumuz virüsü tanımıyoruz. Kulaktan dolma bilgiler ve ölümcül korona haberlerinin etrafında savrulup duruyoruz.
İnsanoğlu bilinmeyen, kontrol edilemeyenden korkar. Korku son derece işlevseldir bu anlamda, hayatta kalmamızı sağlar. Vücudumuz kaygı, korku ve dehşet anlarında hayati önemi olan çeşitli mekanizmaları devreye sokar. Ancak uzamış kaygı hali hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara zemin hazırlayabilir. Kalp ritmi bozulabilir, baş dönmeleri ve ağrılar görülebilir, sindirim sistemi olumsuz etkilenebilir. Panik atak benzeri anksiyete bozuklukları ortaya çıkabilir.
Korona size hiç uğramadan da sizi hasta edebilir. Kontrol edilemeyeni kontrol etmeye çalışma çabası oldukça yorucudur. Yapılması gereken ilk ve en temel şey korkunuzun kaynağını anlamaya çalışmaktır. Korona virüsünü tanıyın. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı gibi güvenilir kaynaklardan kaliteli bilgiye ulaşın. Arama motorlarından yapacağınız taramalar sonucu karşılaşacağınız şeyler zihninizi daha da bulandırabilir. Gerçekçi olun. Neden korktuğunuzu öğrenin.
Tedbirlerinizi alın
Virüsün bulaşma yolları hakkında bilginiz olsun. Bu aşamada tedbirlerinizi alın. Tüm salgın hastalıklarda olduğu gibi hijyen kurallarına dikkat edin. Ellerinizi yıkamaya, mecbur olmadıkça kalabalık ortamlarda bulunmamaya, düzenli ve sağlıklı beslenmeye ve yeterince uyumaya dikkat edin. Bu genel geçer sağlık kurallarına uyduğunuz sürece zaten hastalıklarla karşılaşma olasılığınız önemli ölçüde azalacaktır.
Koronavirüsten ruh sağlığınızı nasıl korursunuz?

  1. Sağlıklı kaynaklardan bilgi edinmeliyiz.
  2. El yıkama ve öksürme gibi durumlarla ilgili Türk Tabipleri Birliği’nin hazırladığı önerileri takip edebiliriz.
  3. Televizyon, sosyal medya, internet gibi araçlarda Koronavirüs ile ilgili yayınları sürekli olarak takip etmemeliyiz. Bu haberleri sınırlı süre boyunca izlemeliyiz.
  4. Her şeyden önce belli düzeyde kaygılanmayı olağan karşılamalıyız.
  5. Günlük sıradan hayatımızı olabildiğince koruyacağız. Yani kahvaltımızı zamanında yapacağız, evin temizliği gibi alışkanlıklarımızı devam ettireceğiz. Gece pijamalarımızla tüm gün oturmayacağız. Salgın nedeniyle alışkanlıklarımızı değiştirmek ruh sağlığımızı olumsuz etkileyebilir ve bir atıllığa neden olabilir.
  6. Ev halkıyla birlikte eğlenceli aktiviteler yapabiliriz.
  7. Mutlaka her günle ilgili bir fiziksel aktivite planı yapıp uygulamalıyız.Evde internet yardımıyla egzersiz yapabileceğiniz birçok alternatif bulunmaktadır.
  8. Telefon ya da diğer iletişim araçlarıyla yakınlarımızla iletişim halinde olmalıyız ve duygularımızı paylaşıp birbirimize destek vereceğiz.
  9. Yaşamın olumlu yanlarını göz önünde bulunduracağız.
  10. Stresle ilgili kendimizi değerlendirip nasıl bir durum içinde olduğumuzu anlamaya çalışacağız. Her zamankinden daha farklı bir stres tepkisi içinde olduğumuzu değerlendirmeliyiz. Örneğin aşırı endişelilik, konsantrasyon zorlukları, kişiler arasında gerginlik, çabuk sinirlenme açıklanamayan bedensel belirtiler ve alkol madde kullanımında artış gibi tepkiler var ise ve bu bir süredir devam ediyorsa yardım arayışına girmeliyiz. Birçok ruh sağlığı çalışanı psikiyatrist ve psikologlar bu zorlu dönemimizde online terapi hizmeti vermektedir.

Share
446 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+4 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Şiddet Olayları Hakkında

    12 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Birine kasıtlı olarak zarar vermek, fiziksel ya da duygusal olarak acı çektirmek şiddet olarak tanımlanır. Şiddet gösteren kişi, çözüm olarak karşısındakine zarar verme, sindirme amacı güder. Şiddete maruz kalan ise güçsüzleştirilir, kısıtlanır, hayata karşı güvensiz hale getirilir. Şiddeti uygulayan kişi yani zorba, güç gösteriminde bulunmuşsa da kazanan değildir çünkü bir tehdit unsuru haline gelir. Aynı zamanda yakınındaki kimse de güven de değildir. Çünkü her an ondan gelen bir şiddetle karşılaşılabilir. Üstelik bu durum sadece o kişiyi ve ...
  • Mindere bile çıkmadan pes ettik..

    02 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Bu ilçeyi eksi gidişatından kurtararak artıya çevirebilecek olan artık sadece büyük projeler olacaktır. Büyük projeler ise, onları yakalayıp geliştirerek, peşinden koşacak idarecilere ihtiyaç duyar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 100 İl önerisi ile gündeme gelen bazı ilçelerin il olmasını daha önce de tartışmıştık. İl olmak için, ilçenin nüfusunun en az 100 bin ve il merkezine de en az 30 kilometre uzaklıkta olması gibi 8 kriter bulunuyordu. Mevcut şehirleşme, ulaşım durumu, hinterlant, ekonomik çeşitliliği ve eğitim durumu da il ...
  • Akran Zorbalığı

    28 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    4-6 yaşlarından itibaren başlayabilen zorbalık davranışı, çocukların yaşamını etkileyen en önemli sorunlardan biridir. Okullarda, en önemli üç problemden biri olduğunu söyleyen araştırmalar mevcuttur. Her zorbalık saldırganlık olmakla birlikte her saldırganlık zorbalık anlamına gelmemektedir. Zorbalık; kasıtlı olarak zarar vermeyi, güçlünün görece güçsüz üzerinde hakimiyet kurmak istemesini ve bu davranışları sürekli yapmasını içerir. Eğer bir zorba varsa, bu zorbalığa maruz kalan kurban ve tüm bunları izleyen seyirciler de vardır. Hem zorbal...
  • Enseyi karartmayalım ama

    25 Eylül 2024 Köşe Yazıları

    Gittikçe azalan bir kesimin dışında, dışarda çalışarak başta inşaatlardan Vezirköprü'ye para gönderilmezse, insanlar geçinecek parayı bile kazanamıyor. Çareyi de GÖÇ etmekte buluyorlar. Samsun ve çevre ilçelerde Organize Sanayi çalışmaları biterken, Vezirköprü'den de bazı OSB'lere çalışmaya hergün onlarca minibüsle işçi giderken İlçemizde halen OSB'nin faaliyete geçmemesi birçok yerde eleştiri konusu oluyor. Vezirköprü'nün en büyük sorunu olarak ilk sıradaki yeri istihdam alanı oluşmaması sayılsa da, ilçede bununla birlikte trafik başta ol...