logo

Psikolojide Önemli Bir Kavram: Farkındalık


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Farkındalık zihnimizde ne olup bittiğine bakmak anlamına gelir. Bu basit bir tanım olarak değerlendirilebilir ama unutmayalım ki çevremizin düşünme biçimlerinden etkileniriz ve duygu düşüncelerimizin farkında olmaya yönelik sağlıklı bilgi edindiğimiz bir ortam oluşmamış olabilir. Hayatımızı doyum verici yaşamak için buna ihtiyacımız vardır.
Zihin şu anda olan bitenden farklı şeylere odaklanabilir. Birden aklınıza geçmişte yaşadığınız olumsuz bir durum gelebilir. Kendinizi neyi farklı yapsaydım diye düşünürken bulursunuz, hem şu anda olmazsınız hem de geçmiş ve gelecek için değerlendirme yaparsınız. Farkında olmak zihnimizden hangi düşüncelerin geçtiğini fark etmek ama şimdi de kalmaya devam etmeyi, düşünceleri kesmemeyi onlara göre de hareket etmemeyi içerir.
Mesela kendinizi hiç rahat hissetmediğiniz bir misafirlikte bulmuş olmanız çok yüksek ihtimaldir. Kendimize buraya bir daha gelmeyeceğim, nerden geldim zaten, böyle olacağını biliyordum gibi devam eden içsel konuşmalar kurarken bulmuş olabiliriz. Farkında olduğunuz bir durumda pişmanlık duygusuna ya da sıkıntılı duruma aşırı odaklanmak yerine orada olanlara ve aklımızdan geçenlere müdahale etmeden bakmak önemlidir. Burada olmayı istemediğinize dair durum bellidir. Bunun aklınızdan geçmesinde herhangi bir sorun yoktur. Sevmeseniz de belli bir saat orada kalacağınız da bellidir. Farkında olmak hangi duygu düşüncede olduğumuza bakmak ve şu anda olanla ilgilenmektir. Bu durumu çoğu durumda değerlendirebiliriz. Diyelim ki eşinizle bir konuda çatışma yaşıyorsunuz. Çatışmayı anlamaya çalışmak yerine eş seçiminin yanlış olduğunu düşünmek ya da ilerde kendinizi daha zor durumun içinde bulacağınıza dair felaketleştirme yapmak işleri daha zor hale getirebilir. Çünkü geçmiş ve gelecek kontrolümüzde değildir ama şimdi için kontrol sahibiyizdir.
Hayatımızdaki her an her duyguyla yaşanmaya değerdir. Olumsuz hissetmek başkalarının bizi bilerek maruz bıraktığı bir durum olmak yerine insan olmanın bir gereğidir. Hayatta olumluya ve olumsuza yer vardır. İkisi de hayattan keyif almamıza yardım eder. Yani dışarıda sisli bulutlu bir hava varsa ve biz bunu sevmiyorsak bu bize karşı olan bir durum değildir. Çevremizde istemediğimiz durumların yaşanması bize karşı olan bir durum olmayabilir.
Farkındalık birçok psikolojik rahatsızlığın çözümünde başvurduğumuz çözüm kaynaklarımızdan biridir. Mesela yeme bozukluklarında kişi yemek yemekten ziyade bir duyguyu tatmin eder. Onun yemekle sağlıklı ilişki kurmasına yardımcı olmak için yemeğin tadına odaklanma, yemeği isteyip istemediğine odaklanma, yemek için ayırdığı zamana odaklanma, bunu yaparken ek uyarıcıları ortadan kaldırma (tv telefon vs.) gibi ödevlendirmeler vardır.
Farkındalık oluşmaya başladığında kabullenme hayatımıza girmiş olur. Yani o misafirlikte olmak istemediğimiz kesin bilgidir, Biz bu bilgiyi gelecek ya da geçmiş odaklı düşünmeyi seçmek yerine “Burada neler var bakalım, şu anda ne oluyor” diye düşünmeye başlarız. Şimdide yaşamak hayatı güzelleştirir.
Her anımız çok kıymetli ve yaşanmaya değer. Bazı şeyler değişebilir bazı şeyleri de kabul etmek stresi azaltır. Stresi dengede tutmak psikolojik sağlımızı korur.
Yukarda anlatılan pratikleri uygulamak için çok çaba harcıyorsanız ve olumsuz düşüncelerin içinde kendinizi çokça buluyorsanız psikolojik destek ihtiyacınız olduğunu gösterir. Kendinizi suçlamak ya da çok çaba harcayıp kendinizi ve çevrenizdekileri yormak yerine uzman desteğine ihtiyacınız olduğunuzu fark edebilirsiniz.

Share
195 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

5+2 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Ayıp olmasın!

    27 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Psikolojide birey kavramını çokça kullanıyoruz. Birey olmak hayatımızın kontrolüne sahip olmak ve dünyaya hani potansiyelle geldiysek onu gerçekleştirme uğraşlarımızı içeriyor. Bu kitabi tanım her zaman gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü biz dünyaya bazen ailemiz yalnız kalmasın diye bazen ebeveynlerimizin çocuk sahibi olma yaşı geldiği için de gelebiliyoruz. Her zaman değil ama çoğu zaman kendi isteklerimizden çok topluma uyum sağlamış olmayı tercih ediyoruz. Çünkü uyum sağlamak yaşamı kolaylaştırıyor bizi diğer insanlara yakınlaştırıyor. Diğer ...
  • Çok vaktimiz olmasa da, fırsat vermeliyiz!

    24 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    “23 Nisan, Türkiye için milli tarihin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır.”                                                                                                                         M. Kemal Atatürk.. İlçede siyaset hemen her gün yeni bir gündemle çalkalanırken günlük olayların etkisi uzun sürmüyor. Geçtiğimiz günlerde yaşana fırtına olsun, Tokat merkezli depremin ilçede hissedilmesi olsun, ya da Vezirköprü'de rastlanmayan molotoflu saldırı olsun etkisini kısa sürede kaybetti. İnsanların asıl konuştukları ya da konuşmayı...
  • Ergenlik Dönemini Anlamak

    20 Nisan 2024 Köşe Yazıları

      “Ergen” kelimesi sanki biraz olumsuz çağrışımlar taşıyormuş gibi dursa da büyüme anlamına gelir ve çocukluktan çıkışı, yetişkinliğe atılan adımı temsil eder. Kızlarda 10-11 yaş itibariyle erkelerde ise 11-12 yaş itibariyle ergenliğe adım atılır. Kişiden kişiye daha erken ya da geç olabilir. Çocukta biyolojik değişikliklerle birlikte duygusal değişiklikler de görülmeye başlar. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğundan birey ne tam çocuk olabilir ne de tam bir yetişkin. Bireyin kendini anlamaya, dış dünyaya karşı duruşunu belirlemeye ba...
  • BAZI PARTİLER UZATMALARI MI OYNUYOR?

    17 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Bir Filozof şöyle söylüyor; “Güneş batarken gölgeler uzar” Son yerel seçimlerin bize bazı hatırlatmaları oldu. Geçmişte de önü alınamaz partiler vardı. Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Ecevit'in DSP'si gibi. Anavatan Partisi bir yerel seçimde Türkiye'de birçok belediyeyi kaybetti. Hatırladığıma göre Karadeniz'de sadece Vezirköprü  (rahmetli Bekir Hoca) kalmıştı. Yine sağın en güçlü partilerinden rahmetli Demirel partisinin başına ne yediği belirsiz Tansu Çiller gibi biri getirildi. Bu hanım partiyi de, ülkeyi de hatta siyaseti de kirle...