Sosyal Onay
Uyum sağlamak insanın en önemli yaşam becerilerinden biri olduğundan, insanlar arasında bir yer edinmek, diğer insanlar tarafından hoş gözükmek bir nevi ihtiyaç anlamına da gelebilir.
Sosyal onay toplumun beklentilerine göre hareket etmek, belli bir toplum düzenine uyum sağlamaktır.
Örneğin iyi bir iş(genellikle memur olmak), misafiri karşılayacağımız güzel bir salon, kültür neyi hoş karşılıyorsa ona göre kıyafet tarzı (özellikle kadınlar için) kısaca el alem ne der diyebileceğimiz şeyleri kapsar.
İnsanları anlama, onlarla akıllıca ilişkiler kurma toplu yaşamadan beklenen bir şey olsa da sürekli onay almak aslında içinde kaygı da barındırıyor. Bazen kendi isteklerimizle toplumun bizden beklentileri arasında kararsızlık yaşayabiliyoruz.
Sürekli onay arayan insanlar zor durumlarda sakinleştirilmeye ihtiyaç duyup, olabildiğince tartışmalardan kaçınıp, diğer insanlara hayır demekten de uzak duruyorlar. Çünkü davranışlarının nasıl değerlendirileceğine dair endişe yaşıyorlar.
İnsanlar, başkalarının istek ve beklentilerine aşırı önem verdiği durumlarda, kendi önceliklerini ertelemek zorunda kalıyor.
Zaman zaman kendimizi öncelik olarak almamamız normal olsa da sürekli başkalarının beklentilerine göre yaşayan insan kendi isteklerini görmezden geldiğinde, hayatındaki kontrol de azalmış oluyor. Bu durum kendimizi sevmenin kendimizi olduğumuz halimizle kabul etmemizin de önüne geçiyor.
Şöyle de bir ironi var: Bireyin sosyal onaylanma ihtiyacına yönelik sürekli hareket etmesi o insanı diğerleri gözünde de önemsizleştiriyor.
Yani en değerliler uyum sağlayanlar olmuyor.
Çünkü kendine, isteklerine, yaşamına sahip çıkan ve bunu savunan kişi biraz eleştiri alsa da aynı zamanda saygı duyulan kişi olarak da yansıyor diğer insanlara.
Düğüne giden oynar ölüye giden ağlar, atasözünde olduğu gibi genel olarak uyum sağlasak da kendi hayatımızla ilgili kararlarda sürekli toplumsal onay aramak işimizi zorlaştırıyor.
Bununla ilgili bir araştırma yapılıyor.
Özellikle ileri yaş yetişkinlere, gençliğinize dönseydiniz neyi farklı yapardınız diye soruyorlar. Yanıtların çoğu kim ne der diye düşünmez daha çok kendi isteklerime göre yaşardım oluyor.
Sürekli toplumun isteklerine göre davranmış birisi yetiştirdiği çocuktan çevresindeki insandan da bunu haliyle bekleyecektir.
Yaşam dönemlerimizin sonunda tüm hayatımızı gözden geçirdiğimiz o süreçte keşkeyi daha az kullanmak için hayatımız hakkında daha çok kontrolümüz olması gerektiğini düşünüyorum.