logo

TRAVMADAN SAĞ ÇIKMAK


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Travmatik durum, beklenmeyen, katlanılmaz olan, kendimizi savunamadığımı,z acı verici durumları kapsar.
Konu alanı oldukça geniştir. Yani travmatik durum kişinin özel hayatında uğradığı fiziksel, cinsel, psikolojik istismar olabileceği gibi toplumsal olaylar, savaşlar, hastalıklar, saldırılar gibi durumlar da olabilir.
Travmatik bir yaşantıya maruz kaldığımızda kendimizi güçsüz, kontrolü kaybetmiş hissederiz.
Olaylar üzerinde kontrolümüzün olmadığını bilmek güvensizlik oluşturur. Kendimize karşı güvensizlik, hayata karşı güvensizlik…
Travmatik durum geçtiğinde ise kendimizi, geçmiş olan zor yaşantıların içinde buluruz. Anılarımızdan dolayı acı çekeriz. Gündelik hayata uyum sağlamak zorlaşır.
Travma sadece geçmişe sıkışıp kalmak değil, şimdiki zamanı da tam olarak sürdürememe ile ilgilidir.
Kendimizi suçlarız. Neyi farklı yapabileceğimizi sürekli değerlendiririz, çoğunlukla o yaşantı hayatımızın merkezindedir.
Travmanın bizden aldığı en önemli parçamız ise umuttur. Hayata karşı güvensiz hissettiren travmatik yaşantılar, geleceğin de parlak olmayacağını düşündürür.
Travmatik yaşantıya maruz kalan ve kalmayan kişilere gösterilen resimlerde, travmatik yaşantıya maruz kalan kişilerin daha olumsuz senaryolar ürettikleri, karamsarlığa sahip oldukları ve çıkarsadıkları öykülerin kendilerine acı verdiği görülmüştür.
Peki travmanın izlerini silmek ve hayatı daha doyum verici, umutlu kılmak mümkün mü?
Travma yaşayan bireylerin travma anılarını silmek mümkün olmasa da travmanın olumsuz izlerini silmek mümkün.
Travmanın olumsuz izleri silindiğinde travmaya sahip olan bireyler hayatlarına daha kolay devam edebilir, yaşadıkları bu olumsuz deneyimlerin kendilerine zarar verdiğini bilseler de bu zor durumdan sağ çıkmış olmak yeni bir güç ve hayat felsefesi oluşturabilir.
Travmatik durumlar karşısında iyileşmek için çaba göstermek, daha iyi hissetmeye çalışmak, verilen tavsiyelere uymak gibi kendimizi zorladığımız yaşantıları genellikle önermeyiz.
Dağılmış hissettiğimiz durumlarda ekstra çabalamak kendimizi daha çaresiz, yetersiz hissettirebilir.
Bazen kişinin üzülmemesi için bu konu hakkında hiç konuşulmaz. Travmanın anlatılması kişide hiçbir şey değiştirmese dahi olayı ve duyguları anlamlandırmasına yardımcı olur.
Travma öyküsü anlatılan kişinin de iyi bir dinleyici olması, kişiye zarar verici açıklamalar ya da gereksiz konuşmalar yapmaması gerekir.
Aslında dinleyen kişinin mümkünse travmaya sahip kişiye, kendini açması için cesaretlendirici sorular sorması gerekir. Tabii bu dinleyici kişi için uygunsa. Çünkü zor yaşantıları dinlemek de zordur.
Travmatik deneyimlerimizde ilişkilerimiz de olumsuz etkilenebilir. Travmatik bir geçmişe sahipsek diğer insanların daha şanslı ya da daha az bizi anlayacak birileri olarak görmemiz mümkündür.
Travmayı ilk önce kendimizde anlamlandırdığımızda kendimizle ve diğerleriyle olan ilişkilerimizde iyileştirmeye başlarız. Tabi karşılıklı destekle birlikte. Bu yüzden uzman desteği önerilir.
Kontrol duygumuzu tekrar hissetmeye başlayıp kendimizi güçlü hissettiğimizde, bize iyi gelen şeyleri daha kolay yapmaya başlarız.
“İyileşmenin kökeni sevgi dolu, uyumlu ve kendine hakim bir kişinin kalbinde, zihninde var olma ve anlaşılma algısında yatar. Diana Fosha.”
Bu kişi bazen biz, bazen bir başkası olabilir.
Kısaca bazen yardım eden bazen yardım alan olabiliriz.

Share
1169 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+10 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocukları Hastaneye Götürmenin Psikolojisi

    26 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Hastaneler, yolumuzun düşmesini pek istemesek de iyileştiğimiz yerlerdir. Herkesin hastaneye ihtiyacı oluşabilir, tabii çocuklarımızın da. Çocukların hastane sürecini kolaylaştırmak için dikkat etmemiz gereken en önemli noktaları bu yazıda açıkladım. Bu kolaylaştırmaya çocukları iğneyle, doktorla korkutmayarak başlayabiliriz. Hastaneler iç açıcı yerler tabi ki değiller ama çocukların yanında hastanelerle ilgili olumsuz konuşmalar hastanelerin çocuk tarafından korkutucu algılanmasına neden olur. Ailelerin hastaneye götürdükleri çocuklarını hast...
  • Tarım ve Turizm gelişecek ama..

    23 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Kunduz Yağlı Güreşlerinin Türkiye Yağlı Güreş Ligi'ne girmesiyle de bu yıldan sonra Türkiye'de adını daha fazla duyuracak bir ilçe olmasına rağmen, elindekileri turistik bir markaya dönüştürme kapasitesini bir türlü yakalayamadı. Nihayet tarım ilçesi Vezirköprü'ye İlçe Tarım Binası yapılacak. Daha öncesinde de Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan'ın söz verdiği ve Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'nden de protokol imzalamak için yetki aldığı Vezirköprü İlçe Tarım Müdürlüğü Hizmet Binası yaplacaktı diyebilirisiniz. Ancak, Vezirköpr...
  • Kim Bu Narsistler?

    19 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Hatası karşısında özür dileyemeyen kişilerle ömür mü geçer? Hepimizin sık duyduğu ”narsist” kelimesini bu yazıda a'dan z' ye incelemiş olacağız. Narsistin kelime anlamı “özseverlik” olsa da bu anlam biraz masum kalabilir. Kendimizi sevmek, kendimize değer vermek her insan için önemli bir konudur. Narsistlerde bu durum ise kendilerini sürekli öncelik almak, büyüklenmeci, kibirli bir tutum sergilemek, eleştiriye kapalı olmak gibi kendilerinin iyi yönlerini abartmak kendilerinde olan olumsuzlukları da görmezden gelmeye yöneliktir. Diğerlerini sü...
  • Yaşamın ilk yıllarında kurduğumuz bağlar tüm hayatımızı nasıl etkiler?

    12 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Psikoloji geçmişten bugüne insan davranışlarını anlamaya çalışmıştır. Bunu yaparken anlamlandırılamayan noktalarda yeni bakış açıları geliştirmiştir. Bu yazıda yaşamın ilk yıllarında kurduğumuz ilişkilerin hayatımızı nasıl şekillendirdiğine bakmış olacağız. İnsan doğumdan itibaren ilişki arayışına girer Çocuk anneyle ilişkili olarak doğar ve anneyle olan ilişki yaşamında diğerleriyle kuracağı ilişkinin temellerini oluşturur. Çünkü yaşamla ilk ilişkiyi annemizle kurarız. Bakım verenle kurduğumuz ilişkiler kimliğimizin belirleyicisidir. Güvende ...