logo

Umutsuzluk


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Umutsuzluk, kendi yaşantılarımızda ya da çevremizde deneyimlediğimiz, gözlemlediğimiz olumsuz sonuçların geleceğe ve kendimize yönelik olumsuz düşünceler, duygular oluşturmasıdır.
Bunun yanı sıra, etkisiz problem çözmenin, stres verici durumlara, psikolojik uyumsuzluklara ve umutsuzluğa neden olacağı da belirtilmektedir.
Umutsuzluk son dönemlerde üzerinde çokça düşündüğümüz bir kavram. Evrensel problemlerle birlikte(covid, savaşlar vs), ekonomik problemler, gelecek kaygısı gibi durumlar umutsuzluğumuzu arttırıyor.
Bunlardan bağımsız kendi yaşantılarımızda karşılaştığımız zorluklar da dahil umutsuz hissettiğimiz zamanlar artmakta. İnsan, olumlu olumsuz duygularla var olan, tüm duyguların insanı farklı şekillerde harekete geçirdiği bir varlıktır.
Zaman zaman olumlu olumsuz duyguların yaşanması normaldir. Sürekli olumlu hissetmek mümkün olmadığı gibi sürekli olumsuz duygular da yaşam kalitemizi düşürür.
Umutsuzluk, bir şeylerin ne yaparsak yapalım değişmeyeceğini, aynı hatta eskisinden fazla şekilde kötü gidebileceğini düşündürür.
Bu gidişatta kişi elinin kolunun bağlı olduğunu düşünür. Üstelik bununla ilgili diğer insanlardan da beklentisi yoktur. Umutsuzluğa eşlik eden diğer belirtiler ise değersizlik, çaresizlik, mutsuzluk, kararsızlık, eyleme geçememe, işlerini sürdürememe ve suçluluk duygularıdır.
Üstelik geleceğe dair bizi umutlu kılan beklentilerimizin uzun süreli olması, umutsuzluk düzeyini arttıran bir neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalar erkeklerin kadınlara göre umutsuzluk düzeyinin yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum içinde bulunduğumuz toplumun erkeklerden beklentilerin kadınlara göre fazla olabileceğiyle ilgili yorumlanmıştır.
Yıllar içinde yapılan araştırmalar umudun olmayışının kişinin sağlığı ve iyilik hali üzerinde ciddi bazen de zarar verici etkilerinin olabileceğini göstermiştir. Bazen sadece kendi olumsuz bakış açımız dolayı değil özellikle aileden, yakın çevreden destek göremediğimiz durumlarda umutsuzluk düzeyinin arttığı gözlemlenmiştir.
Üstelik bu desteklerin olmayışı belli bir süre sonra bu destekleri arama, desteğe ulaşma hevesimizi de düşürmektedir.
Umutsuzluk durumunu azaltan etkili bir yöntem ise problem çözme becerilerini aktif olarak kullanmaktır. Biliriz ki iyi bir problem çözmek için ilk yol iyi birkaç problem cümlesi kurmaktır.
Kendimizi umutsuzluk gibi olumsuz duygularda bulduğumuzda kafamızda bir sürü olumsuz cümle ve soru işareti dolanır. Bu da bir nevi belirsizlik oluşturur.
Beynimiz için belirsizlikten kurtulmanın yolları; yazma, şemaya dökme bir başkasına anlatma olarak kabul edilir.
Bu sorular şu şekilde olabilir: “Bizi umutsuz hissettiren harekete geçmemizi engelleyen hatta hiçbir sonuca ulaştırmayan kısır döngülere sokan umutsuzluk durumu nedir? Bununla nasıl başa çıkabilirim? Hangi yardım mekanizmalarını kullanabilirim?” Bu sorulara aranan cevaplar içinde bulunduğumuz durumu daha net görmemizi sağlar.
Bizi aktif kılan ve yaşamımızı güçlendiren durum ise, gelecekle ilgili bizi şimdiden o geleceğe motive eden hayaller kurmak, paylaşımlarda bulunmak, destek kaynaklarımızın farkında olmak ya da kaynak oluşturmak, kendi değerimizi gücümüzü hissetmek… Üstelik bu durum, işlerin şu an için yolunda olduğu durumlarda bile geçerli.

Share
794 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

4+4 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çok vaktimiz olmasa da, fırsat vermeliyiz!

    24 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    “23 Nisan, Türkiye için milli tarihin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır.”                                                                                                                         M. Kemal Atatürk.. İlçede siyaset hemen her gün yeni bir gündemle çalkalanırken günlük olayların etkisi uzun sürmüyor. Geçtiğimiz günlerde yaşana fırtına olsun, Tokat merkezli depremin ilçede hissedilmesi olsun, ya da Vezirköprü'de rastlanmayan molotoflu saldırı olsun etkisini kısa sürede kaybetti. İnsanların asıl konuştukları ya da konuşmayı...
  • Ergenlik Dönemini Anlamak

    20 Nisan 2024 Köşe Yazıları

      “Ergen” kelimesi sanki biraz olumsuz çağrışımlar taşıyormuş gibi dursa da büyüme anlamına gelir ve çocukluktan çıkışı, yetişkinliğe atılan adımı temsil eder. Kızlarda 10-11 yaş itibariyle erkelerde ise 11-12 yaş itibariyle ergenliğe adım atılır. Kişiden kişiye daha erken ya da geç olabilir. Çocukta biyolojik değişikliklerle birlikte duygusal değişiklikler de görülmeye başlar. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olduğundan birey ne tam çocuk olabilir ne de tam bir yetişkin. Bireyin kendini anlamaya, dış dünyaya karşı duruşunu belirlemeye ba...
  • BAZI PARTİLER UZATMALARI MI OYNUYOR?

    17 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Bir Filozof şöyle söylüyor; “Güneş batarken gölgeler uzar” Son yerel seçimlerin bize bazı hatırlatmaları oldu. Geçmişte de önü alınamaz partiler vardı. Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Ecevit'in DSP'si gibi. Anavatan Partisi bir yerel seçimde Türkiye'de birçok belediyeyi kaybetti. Hatırladığıma göre Karadeniz'de sadece Vezirköprü  (rahmetli Bekir Hoca) kalmıştı. Yine sağın en güçlü partilerinden rahmetli Demirel partisinin başına ne yediği belirsiz Tansu Çiller gibi biri getirildi. Bu hanım partiyi de, ülkeyi de hatta siyaseti de kirle...
  • Psikolojik Zorlukları Azaltacak Durumlar

    13 Nisan 2024 Köşe Yazıları

    Günlük hayatta fark etmeden karşılaştığımız durumları kendi hayatımıza katarız ve seçimlerimizi, kararlarımızı buna yönelik yaparız. Bu durumlarsa psikolojik sağlamlığımızı azaltabilir. Maddeler halinde bakalım. - Diğerlerinin hayat tecrübelerine bakarak çok fazla önlem almak, hayatımızı kısıtlamak.  Örneğin yakınımızdan birinin sosyal medyada zorbalığa uğradığını görüp çocuğumuza sosyal medyayı yasaklarız. Çünkü böyle bir durumla karşılaşmak istemeyiz. İnsan başka insanlardan da öğrenen bir varlıktır ama bu korku kültürüne dönüşürse bizi etki...