Biz ülke olarak, devlet olarak topluma zarar vermeden iş üretemiyor muyuz(?) Yoksa iş üretirken üretici olduğumuzu topluma göstermek için yaygara çıkararak reklam mı yapmaya çalışıyoruz?
Bu soruları neden soruyorum; son zamanlarda Vezirköprü’de öyle ilginç şeyler oluyor ki, bize bu soruları sorduruyor.
Mesela;
Bayram Köyü Sulama Barajının 300 metre kadar yakınında TAŞ OCAĞI açılıyormuş, iyi de beyler her tarafı tükenmez kayalıklarla dolu Vezirköprü’de topluma zarar vermeyecek bir yer bulamadınız mı?
Barajın gövde dolgusuna 300 metre mesafede taş patlatılmaları sonucu zaten dolgusu çürük olduğu herkes tarafından bilinen baraj dolgusunun zarar görmesi halinde binlerce dönüm tarım arazisinin kaderi ile oynanmış olmuyor mu?
Ayrıca şunu da belirteyim ki, Vezirköprü şehir merkezinin içme suyu da bu barajdan beslenmektedir.
Yapılacak taş ocağı çalışmaları sırasında bu baraj gövdesinin zarar görme olasılığı çok büyüktür. Peki; o zaman meydana gelecek zarar nasıl telafi edilecek?..!..
Bir başka konu;
1960’lı yılın sonlarından itibaren yoksul Vezirköprü halkı midesinden kısarak topladığı varlıkla hastane yapabilmek için arsa almış. 100 bin nüfuslu Vezirköprü’nün en ücra köyündeki yetim çocuğun hakkı bulunan hastane arsasını 200 kişinin yararlanacağı TOKİ’ye nasıl verilir?
Bu konu ile de haklı olarak Vezirköprü siyasi partileriyle, demokratik toplum örgütleri, basını ve halkı ile birlikte ayaktadır.
Sağlık Bakanlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir görevli gönderip halkın tepkisini ölçmeyi düşünmez mi?
Halka rağmen, halka hizmet yapılmaz!
Bu yanlış işlem derhal iptal edilmeli, halkın arsası TOKİ’ye değil, arsada hak sahibi tüm Vezirköprü halkının yararlanacağı bir yatırım yapılmalıdır.
Sessiz halkın hakkı devlette olsa kimseyi iflah etmez.
Lüzumsuz yaygaraya gerek yok!
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
27 Kasım 2024 Köşe Yazıları
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları