logo

ZARAR VERMEDEN İŞ ÜRETEMEZ MİYİZ?


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Biz ülke olarak, devlet olarak topluma zarar vermeden iş üretemiyor muyuz(?) Yoksa iş üretirken üretici olduğumuzu topluma göstermek için yaygara çıkararak reklam mı yapmaya çalışıyoruz?
Bu soruları neden soruyorum; son zamanlarda Vezirköprü’de öyle ilginç şeyler oluyor ki, bize bu soruları sorduruyor.
Mesela;
Bayram Köyü Sulama Barajının 300 metre kadar yakınında TAŞ OCAĞI açılıyormuş, iyi de beyler her tarafı tükenmez kayalıklarla dolu Vezirköprü’de topluma zarar vermeyecek bir yer bulamadınız mı?
Barajın gövde dolgusuna 300 metre mesafede taş patlatılmaları sonucu zaten dolgusu çürük olduğu herkes tarafından bilinen baraj dolgusunun zarar görmesi halinde binlerce dönüm tarım arazisinin kaderi ile oynanmış olmuyor mu?
Ayrıca şunu da belirteyim ki, Vezirköprü şehir merkezinin içme suyu da bu barajdan beslenmektedir.
Yapılacak taş ocağı çalışmaları sırasında bu baraj gövdesinin zarar görme olasılığı çok büyüktür. Peki; o zaman meydana gelecek zarar nasıl telafi edilecek?..!..
Bir başka konu;
1960’lı yılın sonlarından itibaren yoksul Vezirköprü halkı midesinden kısarak topladığı varlıkla hastane yapabilmek için arsa almış. 100 bin nüfuslu Vezirköprü’nün en ücra köyündeki yetim çocuğun hakkı bulunan hastane arsasını 200 kişinin yararlanacağı TOKİ’ye nasıl verilir?
Bu konu ile de haklı olarak Vezirköprü siyasi partileriyle, demokratik toplum örgütleri, basını ve halkı ile birlikte ayaktadır.
Sağlık Bakanlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir görevli gönderip halkın tepkisini ölçmeyi düşünmez mi?
Halka rağmen, halka hizmet yapılmaz!
Bu yanlış işlem derhal iptal edilmeli, halkın arsası TOKİ’ye değil, arsada hak sahibi tüm Vezirköprü halkının yararlanacağı bir yatırım yapılmalıdır.
Sessiz halkın hakkı devlette olsa kimseyi iflah etmez.
Lüzumsuz yaygaraya gerek yok!

Share
764 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+4 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Teşekkürler Başkan Doğan..

    19 Mart 2025 Köşe Yazıları

    Samsun'da bir toplantıda “Vezirköprü'ye Tarım İlçe Müdürlüğü binasını ben yapacağım” diyen Halit Doğan Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturalı bir yıl dolmadan verdiği sözün arkasında durdu. Vezirköprü'de yapılacak her hangi bir yatırımı uzun zaman beklemek gelenek haline geldi. Nedense bu ilçede talep edilenlerin hiçbiri kısa süre içerisinde olup bitmiyor. Sanırım siyasetçilerimiz “taleplerin arkası kesilmiyor, nasılsa aynı şeyi bıktırana kadar istesinler, en sonunda yapalım” diye düşünüyorlar. Vezirköprü Devlet Hastanesi için yıl...
  • İYİ BİR KİŞİLİK, NASIL BİR ANNE BABA TUTUMUYLA MÜMKÜN OLUR?

    15 Mart 2025 Köşe Yazıları

    Nasıl biri olduğumuz, diğer insanlarla olan ilişkilerimizden, hayatımızla ilgili verdiğimiz kararlardan ve yaşamla ilgili deneyimlerimizden oluşur. İnsanlar doğuştan değişmeyen kişilik özellikleriyle dünyaya gelmezler. Kişilik özelliklerimiz büyüme sürecinde oluşur ve yetişkinlikte kolay kolay değişmez hale gelir.. Bu yüzden çocuğun yetişmesinde, sağlıklı kişilik oluşturmak önemlidir. Ailelere bazı anne baba tutumlarında bahsedeceğim ve nasıl bir tutum çocuk için faydalı olur bu yazıda sizlere bunu anlatacağım. Eğer anne baba değilseniz bu yazı...
  • Vezirköprü’de Olmayıp bitmeyenler…

    12 Mart 2025 Köşe Yazıları

    İlçemizde olup bitenleri (daha doğrusu olmayıp bitmeyenleri) alt alta yazdığımızda geleceğimizin de yıllardır şikayet ettiğimiz gibi çevremizdeki ilçelerin ya da bir zamanlar başa baş gittiğimiz ilçelerin gerisinde neden ve nasıl kaldığımızı ortaya koyuyor. Samsun'un üç büyük ovası içinde geçen yerlerden biri Vezirköprü. Bilindiği gibi, 2017 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla, Samsun'da Bafra, Çarşamba ve Vezirköprü Ova kapsamına alınmıştı. Türkiye'de 49 ilde toplam 141 adet ova bu kapsamda yer alıyor. Samsun'daki ovalardan Bafra Ova...
  • Kabul ve Kararlılık Terapisinden Terapi Tadında Bazı Notlar

    08 Mart 2025 Köşe Yazıları

    Hepimizin bir hikayesi vardır. Kim olduğumuz, kültürel geçmişimiz, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz, umutlarımız beklentilerimiz… Bu hikayeyi bir çanta gibi düşünecek olursak hayatın akışında çantanın içindekiler değişebilir. Hikayemizi kutsal kilitli bir sandık gibi sımsıkı taşırsak hayat amacımızı bu sandığı taşımak olur. Hikayemiz bundan fazlasıdır. Hayatımızın kalitesini öncelikli belirleyen şey geçmiş veya geleceği fazlaca düşünmek yerine şu andaki eylemlere odaklanmaktır. Bu eylemler bizim, hayat için benimsediğimiz değerlerle bütünleşirse...